Paylaş
Halbuki...
Bu savcıların, hayırsever paralarını cukkalayarak, kendilerine taksi filosu kurduğu, villalar aldığı, bavullarla kuryelik yaparak, Türkiye’deki yandaşlarını da gemi sahibi yaptığı ortaya çıkmıştı. Yoksullara yardım edicez ayaklarıyla milyonlarca euro’yu toplayan savcıların, davul tozu minare gölgesi limited şirketleri kurduğu, metreslerini bu şirketlere kâğıt üzerinde ortak ettiği... Okuyup üfledikleri kadınlar itiraz etmeye kalkınca, sen de bu şirkete ortaksın, ona göre diyerek, şantaj yaptıkları... Umre’ye gittik dümeniyle, Las Vegas’a kumara gittikleri... Dünyadan haberi olmayan garibanların imzalarını taklit ederek, maddi yardım yapılmış gibi gösterdikleri... Noter ayarladıkları... Alt tarafı 20 lira verip duasını aldıkları insanlara, iki bin lira vermiş gibi makbuz düzenlettikleri, aradaki farkı ceplerine attıkları... Bu alengirli işleri çevirirken, Alman parlamentosundaki bazı mebuslar tarafından korunup, kollandıkları tespit edilmişti. Rezaletin bunca daniskasına rağmen, beraat ettiler. Adalet bakanı da isyan etti haliyle, “şeref madalyalı subaylar, saygın profesörler, gazeteciler sahte siidi’lerle içeri tıkılırken, hayırlara vesile derneği’nin üstü örtülüyor, ayıptır” dedi. Başbakan yardımcısı da, “kirli eller bu derneği aklamaya çalışıyor, vicdanlar sızlıyor, halkımıza yazık” diye ağladı.
*
Sonra, bi uyandım sıçrayarak...
Kan ter içinde kalmışım.
Hayırlara vesile olsun.
Paylaş