1883: Sigara ve alkollü içkilerin tüm gelirleri Düyun-u Umumiye’ye bırakıldı.
1923: Cumhuriyet kuruldu. 1925: Sigara devletleştirildi. 1926: İçki devletleştirildi. 1946: İşin adı, Tekel oldu. 1954: İlk dış borcun alınmasından tam 100 sene sonra, anca, Düyun-u Umumiye’ye son taksit ödenebildi. 1969: Tekel Kanunu çıktı.
(290 milyon dolara satıldı. Sadece Bilecik’teki fabrika 100 milyon dolar ediyordu, ki, 17 fabrika satıldı. 35 milyon dolarlık rakı stoku... 100 milyon dolar civarında kuru üzüm, suma, şişe, etiket, anason stoku vardı. Binaları, arsaları saymıyorum gari.)
2006: Rakıyı 290’a alan arkadaşlar, aynı rakıyı, 810’a Amerikalılara sattı.
(Rakıyı 810’a alan Amerikalılar, sadece geçen sene, 950 milyon dolar ciro yaptı.)
2008: Sigara satıldı.
British-American’a.
(Devlet Denetleme Kurulu’nun helal süt emmiş müfettişinin raporuna göre, sadece iki fabrikanın üç senelik kârına satıldı. Kapatılan ve üzerine konut yapılması planlanan fabrika mülklerinin, 2 ila 3 milyar dolar değerinde olduğu öne sürülüyor.)
(290 milyon dolara verilen rakıyı 810 milyon dolara alan Amerikalılar, aynı rakıyı, 2 milyar dolara İngilizlere sattı.)
*
Aynı gün: Bizde Tekel Kanunu çıktığı sene, Libya’da darbe yapıp, iktidar tekeli kuran... Bizim Tekel işçileri havuza atılırken, bizim Başbakana İnsan Hakları Ödülü veren Kaddafi, ayvayı yedi.
*
Bilmiyorum tabii, iktidar tekelinde dönen dolapları görmek için taa Fizan’a gitmeye gerek var mı...