Durizm...

Turist.

Adı üstünde...

Orayı burayı

"tur"layan insan.

*

Bize gelenler ise,

"durist..."

Bi yere gittikleri

yok çünkü.

*

Uçakla gelip, "her şey dahil" otele yerleşiyorlar... Sabahın köründen gecenin kör karanlığına kadar çatlarcasına tıkınıyorlar, canlı müzik eşliğinde doluştukları açık büfelerde trafik levhası kadar tabaklara dönerin üstüne tavuk ızgara, balık buğulama, lahmacun, krep, adana kebap, bezelye, karpuz, turşu doldurup, birer lokma tadarak çöpe atıyorlar, kulaklarından fışkıracak kadar içiyorlar, dünyanın en güzel plajlarında kulaç atarken, kayıkla ekmek arası sucuk ve şarap servisi alıyorlar, dünyanın en güzel güneşine karşı popolarını kaşırken, iskelede piyano çalıyor, lokumla ikram edilen Türk kahvesini buzlu birayla yudumluyorlar, benim diyen spor kulübünde olmayan salonlarda bisiklet çevirip, hamamda meyve kokteyli eşliğinde kese attırıyorlar, Rumelihisarı’ndan büyük tribünlere oturup, dondurmalarını yalaya yalaya Brezilya’dan, Rusya’dan getirilen şov gruplarını seyrediyorlar, kumsalda yakılan ateşin yanında viskiyle sosis yiyip, 7 günde 4’er kilo alarak, gidiyorlar.

*

Şehir esnafı aç bu arada...

Çarşı sinek avlıyor.

*

Üstelik, yukarıda "kısmen" anlattığım bir haftalık "her şey dahil"lerini, 400 dolara, 500 dolara filan yapıyorlar... Ben iddia ediyorum, mesela bir Alman "kendi evinde bile kalamaz" bu paraya!

*

"Terör haberleri, kene haberleri turizme zarar veriyor"
falan diye de kimse endişe etmesin... Adam bulmuş böyle avanta ülkeyi, eline silah alıp teröristin peşinden bile koşar, bize kıyak olsun diye... Her şey dahil "Kene Otel" aç, bavulu kapıp gelmezlerse, yüzüme tükür.

*

Yok çünkü böyle bir saçmalık hiçbir yerde... Cennet gibi ülkesini bedavaya satan bizden başka ülke yok.

*

Onun için, dün Antalya’da açılan Mardan Otel’i çok önemsiyorum... Evet, Sharon Stone’le ilgileniyorsunuz, Richard Gere gelmiş, ona bakıyorsunuz, muslukları altınmış filan... Halbuki "devrim" yaptılar. Kimse yazmıyor.

*

Her şey dahil değil o otelde.

Oda veriyor...

Kahvaltı veriyor...

O kadar.

*

Ağaç gölgesi değil orası.

Bedeli var.

Bira içeceksen, ödeyeceksin.

Canın kavun çekti diyelim...

Ödeyeceksin.

Akşam yemeği, no beleş.

Öğlen? Ödeyeceksin...

*

Madem para ödeyeceksin, haliyle ne yapacaksın? "Çıkayım şehirde yiyeyim bari" diyeceksin. Gitmişken alışveriş edeceksin. "Turizm patladı" denmesine rağmen, aslında takır takır iflas eden esnafın cebine para girecek. Çarşı canlanacak. Sadece otel ve turizm acenteleri kazanmayacak, memlekete gelen para yöre ahalisiyle bölüşülecek.

*

Hayatım boyunca hiçbir otelde "avanta" kalmadığım için, gönül rahatlığıyla yazıyorum ve soruyorum... Beleş yediği köfteyi bile ballandıra ballandıra makale diye döşenen Bizans Basını’nın kodamanları niye yazmıyor bu oteli? Çünkü, davet edilmediler... Açılış törenine sadece "yerel basın akredite" edildi. Avantacı İstanbullu gazeteciler yerine, yerel basının onore edildiği bir açılış görmedim ben bugüne kadar... Siz gördünüz mü?

*

Neymiş efendim, "her şey dahil olmazsa, turist gelmez"miş... Tıpış tıpış gelecek... Adam 1.5 milyar dolar yatırmış, Avrupa’nın en lüks otelini yapmış, yanında Türkiye’nin ve dünyanın en tecrübeli profesyonellerini çalıştırıyor, o işi bilmiyor, kafası çalışmıyor, sen biliyorsun...

Öyle mi?

*

Özetle.

10 yıldır "her şey dahil sistem, turizmin canına okuyor" diye bağırıyoruz, kimse kılını kıpırdatmadı. Türk turizmi için "kurtuluş" anlamına gelen adımı, bizim şabalaklar yerine, Azeri kökenli Rus işadamı attı...

Helal olsun.
Yazarın Tüm Yazıları