Paylaş
Sitemkâr bi ses tonuyla “Eminim, bugünün ne olduğunu bile hatırlamıyorsun” demiş... Adam kaldırmış kafayı sayfaların arasından, evlilik yıldönümü olsa, değil, doğum günü olsa, o da değil, herhalde tanıştığımız günü unuttum diye düşünmüş ama, hiç bozuntuya vermeden gülümsemiş, elbette unutmadım diyerek, çıkmış işine gitmiş.
*
Öğleye doğru kapı çalınmış, kadın açmış, çiçekçi çocuk, nasıl unuturum imzalı kırmızı gül buketini uzatmış... Yarım saat geçmeden, gene kapı çalınmış, bu defa pastanenin çırağı, çikolata kutusunu teslim etmiş... Öğleden sonra gene kapı çalınmış, kurye, bi kutucuk bırakmış, kadın açmış ki, geçenlerde vitrinde beğendiği pırlanta kolye.
*
Kadın akşamı dar etmiş, ding dong, kapıyı açar açmaz kocasının boynuna atılmış, “Seni seviyorum bi tanem” demiş, “hayatımdaki en güzel Cumhuriyet Bayramı!”
*
Zordur unutkanlık...
Pahalıya patlar genelde.
*
Bakın, 29 Ekim resepsiyonu için Çankaya Köşkü’nden CHP’ye davetiye gönderildi. “Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı yazmıyor, sadece Türkiye Cumhurbaşkanı yazıyor, bu ne rezalet” diye, ortalığı ayağa kaldırdılar. Çankaya Köşkü şırrakk diye dayadı eski davetiyeleri, Süleyman Demirel ve Ahmet Necdet Sezer döneminde de aynı sıfatın kullanıldığını belgeledi.
*
Necmettin Erbakan’la Abdullah Gül’ün doğum günlerinin 29 Ekim olması, zaten yeterince matraktı... CHP’nin hafızası sayesinde, daha şimdiden, Abdullah Gül’ün hayatındaki en güzel Cumhuriyet Bayramı oldu!
*
Üstelik...
Kahvaltıda “Resepsiyona katılmıyoruz” dediler, akşam yemeğinde genel başkan çıktı “Katılabiliriz” dedi. E haliyle genel başkanın yemeğine katılan yandaş medyacılar, katıla katıla bi hal oldu.
*
Halk Fırkası vardı...
Bunlar da Cumhuriyet
Halk Fıkrası herhalde!
Paylaş