Sir Julian Horn-Smith, dünyanın en büyük GSM operatörü, Telsim’in yeni sahibi İngiliz Vodafone’un 2 numarası... The Times’ın "İngiltere’nin En Güçlü 100 Profesyonel Yöneticisi" anketinde 9. sırada...
Lloyds TSB Group Yönetim Kurulu üyesi... Smiths Group’un direktörü... Hoovers Cellco’nun direktörü... 1 Ağustos 2006’dan itibaren de dünyanın 1 numaralı software şirketi The Sage Group’un yeni CEO’su...
Laf aramızda, Vodafone’un genel merkezinden öğrendiğime göre, Sir Smith’in şirketten yıllık geliri, 970 bin pound, artı bilmem ne kadar da prim. Sir Julian Horn-Smith, geçen hafta sonu özel uçağıyla bir günlüğüne sessizce İstanbul’a geldi.
22 senedir görev yaptığı Vodafone’dan bu ay sonu itibariyle emekli oluyor. The Sage Group’taki yeni görevi öncesinde, bu "soylu" yöneticiyle uzun uzun görüştüm. Sir’le Swissotel’in dekorasyonu yeni biten, dillere destan Kral Dairesi’de buluştuk. Otelin sempatik Halkla İlişkiler Müdiresi, sevgili Yeşim Dilmen öyle uygun görmüş.
Konuşmaya başlayınca anladım ki, Sir Julian Horn-Smith, bildiğimiz soylu İngilizlerden değil. Son derece alçakgönüllü, sempatik, samimi, cana yakın, tonton bir İngiliz centilmeni. İşiyle, özel hayatıyla, ailesiyle ilgili bütün sorularımı içtenlikle cevapladı. "Kraliçenizin halılar eskimesin diye saray çalışanlarının koridorlarda yürümesini yasakladığı doğru mu" dışında.
Türkiye’nin adını ilk kez ne zaman duydunuz?
- Ülke olan Türkiye’yi mi? Aman Tanrım! Bilemiyorum. 3-4 yaşlarındaydım sanıyorum. Gerçekten bilmiyorum. Yani o zaman çocuk olduğunuzdan, dünyadaki yerlerin önemi hakkında çok farkında olmuyorsunuz. O günlerden aklıda kalan tek şey, Türk kahvesi.
İlk tanıştığınız Türk’ü hatırlıyor musunuz?
- Hayır, gerçekten hatırlamıyorum. Uzun süre oldu, bir hayli yaşlandım, bu sene 57 oldum. Bilemiyorum ama, mutlaka bir öğrenci olmalı.
İngilizler, genel olarak biz Türklerden hoşlanır mı?
- İngilizlerin ortalamasının büyük çoğunluğu Türkler hakkında pek fazla şey bilmiyor aslında. Bildikleri şey tatil beldeleri, vesaire. İngiliz halkının yüksek eğitimli, yüksek kültürlü küçük bir kesimi ise, Türklerin kültürel tarihiyle çok yakından ilgilidir. Bizans’tan Atatürk’e, günümüze kadar zamanlara, ülkenizin gelişimini biliyorlar. Bu insanlar Türkiye’ye karşı oldukça empatik ve sempatik yaklaşıyorlar. AB’nin gelişimiyle İngilizler, Doğu Avrupa’dan İngiltere’ye yaşamak ve çalışmak için gelen insanlara kapılarını açtı. Doğu Avrupa’dan gelen insanlarla deneyimleri oldukça olumlu oldu. İngiltere’de yabancılara karşı Almanya’da olduğu gibi bir gerginlik yok.
Özür dilerim ama, çoğumuz İngilizlerin tarih boyu hep aleyhimize oyunlar çevirdiğine inanır.
- Bunun doğru olduğuna pek emin değilim aslında. Özellikle 20. yüzyılın başlarında, İngilizlerin Türkiye’ye karşı güçlü ve keskin çizgileri vardı. Onlar gerilimin, tarihin bir kazası bence. İngilizlerin Batı Avrupa’yla olan angajmanları nedeniyle Türkiye’yi kuşattıklarını düşünüyorum. Tarihteki diğer bir gerçek de, İngilizlerin yüzlerce yıl Ortadoğu tarafından aldatıldığıdır. Tarihe bir bütün olarak bakarsanız, İngilizler gerçekten Türkiye’yi çok olumlu görürler. Mesela, son yıllarda İngiltere Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılımına destek veriyor.
Türkiye’yi çok sevdiğini söyleyen bir İngiliz olarak, vatandaşlarınıza bir mesaj gönderir misiniz?
- Yapmaları gereken ilk şey, önyargılardan kurtulmaları. Türkiye’yi başkalarının gözüyle değil, kendi gözleriyle görsünler. Geçen gün Londra’da bir arkadaşımın kızının düğününde birilerine, Türkiye’ye gideceğimi söyledim. Onlar da tatil için Türkiye’yi düşündüklerini, fakat şiddetten endişelendiklerini söylediler. Ben de kendilerine "Londra’da, Türkiye’de yaşanmış olandan daha fazla şiddet yaşandı. Şiddet dünyanın her yerinde var. Bana inan, git Türkiye’yi kendi gözlerinle gör. Şu önyargılarından arın" dedim. Benim sadece kendi vatandaşlarıma değil, tüm yabancılara tavsiyem şu olur. Türkiye’nin nasıl bir ülke olduğu hakkında şüpheleri varsa, gitmiş insanlarla konuşsunlar.
Ulusalarası bir profesyonel yönetici olarak, neyimiz eksik bizim?
- Tek kelimeyle, güven. Kendinize tam güvenin, bırakın başka insanların sizin için söylediklerini. İnsanların hakkınızda ne düşündüğü hakkında neden endişe duyuyorsunuz? Bununla elbette milliyetçiliği kastetmiyorum. Çok açık ve net olarak görülüyor ki, ülkenizi geliştirmek istiyorsunuz. İnanılmaz büyüklükte genç ve enerjik nüfusa sahipsiniz. Tek ihtiyacınız var, o da kendinize tam güvenmek.
GSM vergileri yarıya düşmeli
Vodafone olarak Telsim’i alırken Başbakandan vergi indirimi sözü aldınız mı?
- Vodafone için, gerçekten Türkiye yeni bir macera. Ayrıca, hem Türkiye, hem de bizim için çok dikkate değer büyüklükte bir yatırım. Türkiye’ye doğrudan yapılmış en büyük İngiliz yatırımlarından biri. Şimdi yapmamız gereken, Telsim’i Türk kamuoyuna inanılmaz ve cazip bir alternatife dönüştürmek. Bunun için arkadaşlarımız büyük bir hız ve istekle çalışıyor. En iyi hizmeti verebilmek için çok çalışacağız. Sayın Başbakan Erdoğan’a, Türkiye’deki GSM vergi oranlarıyla, öteki ülkelerdekini karşılaştırmalarını önerdim. Sayın Maliye Bakanı’nın bu konuyu daha da detaylı inceleyeceğine inanıyorum. Dünyada her işadamı mutlaka daha az vergi ödemek ister. Türkiye’deki vergilerin biraz fazla olduğunu düşünüyorum, ama Türkiye’nin bazı büyük mali sorunları olduğu da bir gerçek. Hükümetin büyük taahhütleri olduğu için böyle yüksek vergilendirmeler yapmak zorunda olduğunu anlıyorum. Mutlaka benden Türkiye için ideal bir vergi oranını isterseniz, bugünkünün en az yarısı olması derim.
Sir’lerin kanı mavi olur
Sir olunca insana neler oluyor, sizin normal bir İngilizden ne farkınız var?
- Birincisi bizim kanımız mavidir, ikincisi sir’ler yakışıklı olur. Şakayı bir kenara bırakırsak, bu unvanlar biz İngilizlere verilen büyük bir şeref payesidir. Ben sir unvanını Kraliçe’nin 2004’teki doğum gününde aldım. Bunun için önce, başbakandan sizi majesteleri kraliçeye tavsiye etmek istediğini söyleyen bir mektup alırsınız. Bu şerefi kabul etmeye hazır olup olmadığınızı sorarlar. Yaklaşık iki ay hiç kimse ile konuşamazsınız, bu zamanı merak içinde geçirirsiniz. Ve en sonunda, Kraliçe ile buluşmak üzere Buckingham Sarayı’na davet edilirsiniz. Kraliçe’nin önünde diz çökersiniz. O da elindeki büyük bir kılıçla sizi şövalye yapar. O andan sonra sizi "sir" diye çağırmaya başlarlar. Bu resmi bir unvandır, iyi restoranlara gittiğinizde işinize yarayabilir. Ayrıca, bizim pasaportlarımızda sir olduğumuz yazılı değildir.
Türkiye üçüncü kuşak telefona henüz hazır değil
Türkiye 3G denilen üçüncü jenerasyon telefonlara hazır mı?
- İstanbul’da olabilir, belki Ankara’da da. Ama henüz, iyi kalitede 2G hizmetlerine ihtiyacımız var. Türkiye’de kullanıcı başına ortalama gelir Batı Avrupa’ya göre oldukça düşük. 3G gibi katma değerli hizmetlerin verilmesi için gerekli şartlar da şu an için oluşmuş değil. Kaldı ki, 3G telefonlar, analog olmalarına rağmen 2G’lerin yerini tamamen almış durumda değil. 3G, 2G’den daha gelişmiş özelliklere sahip, olaya ekstra bir boyut katıyor. Benim GSM kullanıcılarına tavsiyem şu: Her 2 yılda bir mutlaka tarifeye bakıp kendilerine uygun olanı seçsinler.
Oğlum rock grubunda gitarist
Soylu bir İngilizden eşini, çocuklarını anlatmasını istemek ayıp mıdır?
- Bu da nereden çıktı? Dört oğlum var. James, çok ünlü İngiliz rock grubu Rakes’in bas gitaristi. Yaptıkları müziği sakın sormayın, kesinlikle bilmiyorum. Bütün oğullarım gibi, elbette onunla da iftihar ediyorum. Şu anda Los Angeles’te turnedeler, normalde Avrupa’da çalarlar. Biliyor musunuz, Jammie hakkında bu kadar çok konuştuğumu bilse dehşete düşerdi. Dünyanın her yanındaki müzik festivallerine katılırlar. Tom ise, finansla ilgili olarak Amsterdam’da çalışıyor. Joseph, üniversiteden mezun olduğundan beri Londra’da bir perakende şirketinde çalışıyor. Ed ise İngiltere’nin çok tanınmış, profesyonel rugby oyuncusudur. Birçok ödülün sahibidir, çok sıkı adamdır.
Eşinizden hiç söz etmiyorsunuz. Kaç yıllık evlisiniz?
- İşte güzel bir soru daha. Yanınızda hesap makinesi var mı? Eşim Eileen, anne olmadan önce öğretmendi. Açıkça söylemek gerekirse, dört çocukla ilgilenmek zamanla onun hayatını çok değiştirdi. Birbirimize aşık olarak evlendik, o gerçek bir lady’dir.
Karınıza hala aşık mısınız?
- Bunu gerçekten yayınlayacak mısınız? Aman Allah’ım. Cevabım kesinlikle evet. Başka ne diyebilirim ki?