1960’lı yılların unutulmaz aşk ilahesi Gülsüm Kamu, yaşamının bilinmeyenlerini arkadaşımız Yener Süsoy’a anlattı. Kamu, Fikret Hakan, Beşiktaşlı ünlü futbolcu Yusuf Tunaoğlu ve tiyatronun büyük sanatçısı Müşfik Kenter’le olan aşklarını unutamadığını söyledi.
1. Fikret Hakan
Uğruna intihara kalkıştım
- Fikret Hakan’la Kenter Tiyatrosu’ndayken tanıştık, kısa zamanda birbirimize bağlandık. Akşamları oyundan sonra gelip beni tiyatrodan alıp gezmeye götürürdü. Ama bilesiniz ki, bu tamamıyla bir platonik aşktı, iki sene sürmesine rağmen. O zamanlar şimdiki gibi seviyeli birliktelikler yoktu, aileler çocuklarına karışırdı, korkardınız. En fazla kaçamak öpüşürsün, el ele filan tutuşursun, o kadar. O sırada Fikret birden evlendi, ben de intihara kalkıştım. Beni Amerikan Hastanesi’nde Fikret’le baş başa bastı gazeteciler.
2. Yusuf Tunaoğlu
Kara Kartallı kara sevdam
- Club Reşat’ta çalışıyordum, sene 1970’ler. Beyoğlu Ağa Cami’nin sokağındakinde. Bir gece barda oturuyorum, kulübün içi loş. Bir anda karşımda bir çift yeşil göz gördüm, beni anında mıknatıs gibi çekti. O gözler hayatımın en büyük aşkı Beşiktaş’ın efsanevi futbolcusu Yusuf Tunaoğlu’nundu. Yanıma geldi, konuşmaya başladık ve ahbaplığımız böyle başladı. Hayatımda ‘kara sevda’ denen hakiki aşkı Yusuf’ta yaşadım, filmlerdeki gibiydi. Beşiktaş kulübü ayağa kalktı, benim üstüme adamlar saldılar onu bırakmam için. Ben ona, o bana öylesine aşıktık ki, kelimelerle anlatmam imkansız. Mesela kamp için İzmir’e giderdi, ben de sabah uçağıyla gidip onu görür, konuşur akşam uçağıyla dönerdim. Ayrılmayı çok istedim ama, o bırakmadı beni. Kulüpten baskılar bir yandan, Yusuf’un bitmek tükenmek bilmeyen çapkınlıkları bir yandan derken baktık yürümüyor. Evlenecek durumumuz da yoktu, o da dağıtmıştı zaten. Çok çapkındı, hiçbir gün rahat durmazdı ki. Gazetelerde çıkan çapkınlık maceralarını gördükçe ağlardım. O beni Beşiktaş aşığı yaptı, hálá da Beşiktaşlıyım. Öldüğünü duyduğumda çok ama çok üzüldüm, Allah gani gani rahmet eylesin. Erkek bence arkadaş demek, aşk çok güzel bir duygu. Ben kadın erkek ilişkilerinde hisleriyle hareket eden bir insanım.
3. Müşfik Kenter
Ah şu alkol olmasaydı
- İran’dan döndükten sonra Yıldız Hanım yine tiyatrolarında oynamamı istedi. O sırada Ankara turnesi de başlamak üzereydi, provaları yapıp yola çıktık. Ankara’da oynarken Müşfik bana bir gece evlenme teklif etti, doğrusu şaşırmadım. Çünkü daha hiçbir şey olmamışken bile ben er ya da geç bu adamla evlenmeyi kafama koymuştum. Onu, sanatını o kadar çok beğeniyordum, o kadar aşıktım ki... Sahnede karşılıklı oynarken göz göze gelemezdim, Müşfik beni çok güldürürdü. Müşfik’in teklifini kabul ettim, Madralar’ın Ayvalık’taki evlerinde evlendik. Sonra İstanbul’a gelip Yeniköy’e bir ev tuttuk. Müşfik dünya iyisi bir insandır, adının hakkını fazlasıyla verir. Evliliğimiz ne yazık ki uzun sürmedi, alkolü çok seviyordu, 6 ay sonra ayrıldık.