İngiltere Başbakanı Tony Blair Downing Street 10 numarada oturuyor, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Abdullah Gül de Milletvekili Lojmanları 10. Sokak'ta. 29 numaralı tripleks villada bir başbakanın oturduğuna bin şahit ister, ne koruma ordusu var, ne hizmetçiler, ne uşaklar, ne de ziyaretçiler.Başbakan Gül, tam randevu saatimizde geldi 002 plakalı makam arabasıyla villanın önüne. Misafir terliklerini kendi eliyle uzattı ayağımıza, paltomuzu kendi eliyle astı portmantoya. Hayrünissa hanım kendi eliyle getirdi suları, tatlıları, pastaları. Mehmet Emre ile Kübra, İstanbul'da olan ağabeyleri Ahmet Münir'e de tercüman olarak anlattılar babalarını... Kayserili Gülük İmamı namlı Ahmet Hamdi'yle Adeviye hanımın 29 Ekim 1950 doğumlu oğulları Abdullah Gül, bütün hayatı boyunca evinin ve özel yaşamının kapılarını ilk kez Hürriyet için açtı. Hem de bir açtı, pir açtı. Dans etmeyi pek bilmemDans etmesini çok iyi bilmem. Müziğin her türünü severim, yorgunluğumu alır. Hiçbir entsrüman çalalamıyorum, onun için çocuklarımızı bu konuda yetiştiriyoruz. Laila'ya da giderim, içkili lokantaya da, görevim neyi gerektiriyorsa onu yaparım. Ben Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakanıyım.Bekarlık dönemim de çok şeffaftır. Türkiye'nin en zor dönemlerinde üniversite öğrenciliği yaptığım için siyasetle uğraşmaktan kızla uğraşacak vakit bulamadım. O yılları Türkiye ve kendim için kayıp yıllar olarak görüyorum.Necip Fazıl'ın benim dünya görüşümün oluşmasında büyük etkisi vardır. Estetikten sanat anlayışına, alışkanlıklara kadar. İnsanlara biat etmeyişim, dik başlılığım, tenkitçiliğim oradan geliyor. Kemal Tahir'i, İdris Küçükömer, Doğan Avcıoğlu'nu da o zaman okudum. ‘‘Düzenin Yabancılaşması’’ndan tutun da Nazım Hikmet'e kadar. Yağcılık yapandan uzak dururum- Önyargılı olarak bize kapalı olanlar var. Bizim görevimiz bunları dikkate alarak herkesi en iyi şekilde ikna etmek. Bunun için gerek hükümet programında, gerekse seçim bildirgemizde, benim en önem verdiğim nokta şeffaflık oldu. Siyasetçiler, kamu görevi yapan insanlar hakkında her şey bilinmeli. Yarın, 6 ay sonra önemli bir olay hakkında benim nasıl davranacağım tahmin edilebilmeli. Halk reflekslerimizi bile önceden tahmin edebilmeli ki, şok edici olaylar olmasın. Bize yağcılık çekenlerden, bize şirinlik göstermek isteyenlerden çok uzak dururum. Kimseye boyun eğmem otoritemi kullanırım- Tayyip Bey'le partinin kuruluşundan çok önce 1969'larda Milli Türk Talebe Birliği'nden arkadaşız. Biz birbirimizi tayin etmedik, her şey genel çerçeve içinde kendiliğinden oldu. Yener bey, başbakanlık otoritemi, yetkimi sonuna kadar kullanırım. İnatçı değilim ama, kimseye boyun eğmem, kafama yatmayan işleri yapmam. Kimseye tabi olmam. Kimseye körü körüne itaat etmem. Bunu arkadaşlarım da, elbette Tayyip bey de iyi bilir. Ayrıca benim siyasi geçmişim, parti içindeki rolüm ve yapım da benim ne olduğumu anlatıyor zaten. Yasakları kaldırmak, ülkeyi daha demokratik hale getirmek benim görevim, Tayyip Bey'in değil. Şu anda icraatın başında olduğum için bunları yapmam lazım. Tayyip beyle devamlı konuşuyoruz, yapılanlardan ikimizin de haberi var. O kendisinin de söylediği gibi siyasi parti genel başkanı olarak dolaşıyor, ben de yarın öbür gün başbakan olarak dolaşacağım. Ben resmi otoriteyi temsil ediyorum. Hangimizin nerede yürüyeceğine, nereye oturacağına devlet protokolü karar verecek, biz de gereğini yapacağız. Eğer yetki ve otoriteme bir karışma olursa çok rahatsızlık olur. Ben asla böyle bir şey olacağına inanmıyorum, biz böyle partileri tenkit ettiğimiz için AKP'yi yeni bir ruh ve anlaşıyla kurduk, ayıpladıklarımızın başımımıza gelmesini istemeyiz.Başbakanlık makamına bilgisayarı ben koydum- Başbakanlık çok karışık bir yer olmuş, masaya ilk oturduğum gün hayretler içinde kaldım. Koalisyon hükümetinden dolayı büyük de bir boşluk da doğmuş. Bizim parti genel merkezimiz bile Başbakanlık'tan daha modern. Başbakanlık makamına bilgisayarı ben koydurdum. Ofis donanımı açısından telefonlara kadar... Şimdi her şeyi yeniden düzene koyuyoruz. Müsteşar olarak getirdiğim arkadaş Dışişleri kökenli. Özel Kalem müdürümü de Dışişleri'nden getirdim. Sayın Hikmet Çetin'in Dışişleri bakanıyken özel kalem müdürlüğünü yapmıştı. Ben devlet ciddiyetine, geleneklerine, protokol ve çağdaşlığa çok önem veriyorum. Ayrı düşünceler olabilir, farklılıklar olabilir ama bunları açık açık ortaya koyacaksınız. Farklılıkların zenginlik olduğuna inanıyorum, yeter ki gizlilik olmasın. Ben gizliliklerin düşmanıyım.Libya gezisinde ben de şok oldumErbakan'la Libya gezisinde Kaddafi'nin söyledikleri beni şok etmişti. Çadırdan dışarı çıkar çıkmaz ‘‘deli saçması’’ diye bağırdığımı hatırlıyorum. Ben böyle hareketlerin yapılabileceği olan yerlere gitmem. Gideceksem de bütün tedbirleri önceden alırım.Bizim düzenleyeceğimiz davetlerde herhagni bir içki yasağı söz konusu olmayacak, isteyen istediğini içer.28 Şubat bana ders verdi- Benim şahsen 28 Şubat'tan çıkarttığım ders, ne kadar iyi niyetli olursanız olun, Türkiye ve dünya gerçeklerinden uzak politika yapılamaz. Diyalog kurmazsanız, düşüncelerinizi birinci elden karşılıklı aktarmazsanız iyi niyetli olmanız yetmez. Düşüncelerimizi açık açık konuşacaksanız, hiçbir şey gizli kalmayacak. Refahyol hükümetin en büyük hatası retorikti, yaptığı ciddi bir kanun, kararname, birşey yoktu ortada. Devleti idare ederken retorikle gidemezsiniz, gerçekçi olacaksınız. Yürünen yolda iyi bilinmeli ki, her sahanın bir gerçeği var. O zaman biz bunu bilemedik.YARIN: Karıma ilk günkü gibi aşığım