İftarda ilk 20 dakikanın önemi

Bu bilgi özellikle ramazan ayında iftarı büyük bir sabırsızlıkla bekleyip uzun süren açlıktan sonra orucunu açarken, “Sofrada gözüm dönüyor ve ölçüyü kaçırıp tıka baza yiyorum.
Sonrasında da üzerime büyük bir ağırlık çöküyor. Halbuki ben daha sağlıklı ve dengeli beslenmek istiyorum bunun için ne yapmalıyım” diyen hemen hemen herkesi yakından ilgilendiriyor.
İşte size bu haftaki yazıda yemek yerken anlık haz duygunuza kapılmadan, beyninize tokluk sinyalinin ulaştığı 20 dakikayı en iyi şekilde değerlendirmeniz için uyguladığınızda işe yarayacak 3 öneriyi paylaşıyorum.
Hazırsanız başlıyoruz...

1. Terazi diyeti

Sağlık ve dengeli beslenmenin gerek psikolojik gerekse fizyolojik sağlığımız üzerindeki etkilerini artık hepimiz biliyoruz.
Fakat işin uygulama kısmına geldiğimizde zaman zaman dengeyi sağlamakta hepimiz zorlanıyoruz. İşte şimdi sizlerle özellikle ramazan ayında iftarda tıka basa yememek için hem psikolojimize hem de fizyolojimize iyi gelecek küçük bir miktar ayarlama oyunu oynayacağız.

Oyunumuzun adı:
Terazi niyeti.
Sloganı:
Dengeli besleniyorum.
Amacı: Ölçülü olmak.
Uygulama: İftarınızı açarken ölçüyü kaçırmamak için gözünüzün önünde bir terazi canlandırın.
Terazinin sol kefesi kalbinize yakın olduğunuz için vicdanınızın sesi, sağ kefesi ise bedeninizin gün boyunca enerji harcamak için ne kadar hareket ettiğini düşünmek ve idealinizdeki vücut ölçüleriniz olsun.Şimdi bu bilgiler ışığında zihninizde bir terazi canlandırarak iftarda orucunuzu açmaya başlayabilirsiniz.
Tabii önce vicdanınızın sesini dinleyerek!
Orucunuzu açarken:
Gün boyunca uzun bir açlık döneminden sonra kan şekerinin düşmesinden dolayı orucunuzu hurma, kuru kayısı gibi bir tatlıyla açarak kan şekerinizi dengeleyin. Ardından midenize bir anda yüklenmeden sıcak bir çorbayla mideyi güzelce ısıtın.

Çorbayla orucunuzu açarken dikkat etmeniz gereken önemli bir nokta da nasıl bir çorba tercih ettiğiniz...

Unla yapılan çorbalar yerine tokluk hissinizi hemen sağlayacak, sebzelerle hazırlanmış mercimek çorbası, kemik suyuyla yapılmış ya da soğuk ayran aşı çorbası tercih edin.

Şimdi kısa bir mola zamanı!

Orucunuzu açtınız şimdi de sıra iftar sonrasında yaşanan halsizliğin önüne geçmeye geldi... Bunun için 20 dakika kısa bir mola verin.

20 dakika en iyi şekilde nasıl değerlendirilir?

◊ Derin nefesler alın.
◊ Su içmek için susamayı beklemeyin. Her 20 dakikada bir su içme arası verin.
Eğer suyu içemiyorsanız, suyun içine dilim limon, portakal, nane yaprağı ya da sevdiğiniz meyvelerle hazırlanabilen buzlar ekleyerek tadını zenginleştirebilirsiniz.
◊ 20 dakika arada eğer ki tercihiniz çay olursa, susuz kalmamak için her çayın yanında bir bardak su için.

2. Eti doğru tüketerek tokluk hissinizi artırabilirsiniz

İftar menüsü planlarken sofranızda mutlaka proteinlere yer verin. Ana yemeğinizde et, tavuk, balık ve hindi gibi hayvansal proteinlerin yanı sıra yeşil mercimek, siyah mercimek, kuru fasulye ve barbunya gibi kuru baklagiller olsun.

 Eti bol yağda kızarmış soslu olarak değil, mümkünse yağsız ızgara, haşlanmış ya da buğulama şeklinde pişirerek tüketin.

3. TATLI NASIL TÜKETİLMELİ?

İşte şimdi iplerin kopma vakti! Ramazan menüsünde Türk mutfağının vazgeçilmez tatlılarından baklava, kadayıf ve şekerpareyle iftara nokta koymak güzel olabilir ancak yüksek kalorili tatlı tüketimi sindirimi zorlaştırır, yemekten sonra aniden kan şekerinin düşmesine ve kilo alımına sebep olabilir.
Şerbetli tatlıları küçük porsiyonlarla, çok sık olmayacak şekilde tüketin.
Tavsiye:
Eğer ki baklava, kadayıf gibi bol şerbetli bir tatlı tüketecekseniz kan şekerinizin aniden yükselmemesi için tatlınızın yanına bir bardak süt içebilirsiniz.
Ya da sevdiğiniz meysim meyvelerinden oluşan bir tabak üzerine yine proteinlerin gücünden yaralanabilirsiniz.
4 kaşık yoğurtla tatlıyı tüketip şeker ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz.