Paylaş
Evet ben böyle düşünüyorum. Bence zorunlu eğitimin sekiz yıla çıkarılması, açık bir saçmalık olduğu gibi, böyle bir girişim, şu andaki eğitim sistemini daha da içinden çıkılmaz bir hale getirecek ve eskisinden beter edecektir. Çünkü bir olguyu sistematize etmeden, şurasıyla burasıyla oynarsanız, ortaya bir hilkat garibesi çıkarmanız kaçınılmazdır.
Bana göre, insanların ‘‘öğrenme hakları'' olduğu kadar, ‘‘öğrenmeme hakları'' da vardır ve isteyenler bu haklarını kullanmalıdır. İsteyen veliler çocuklarını diledikleri okula vermeli ya da vermekten kaçınabilmelidirler. Devlet eğitimden büyük ölçüde elini eteğini çekmeli, insanlar kendi okullarını kendileri yapmalı ve bu okullarda verilecek eğitimi de saptayabilmelidirler.
Ben böyle bir ülke özlüyorum. Böyle bir ülkede Milli Eğitim Bakanlığı elbette var olacaktır. Ne var ki bu bakanlık, sadece denetleyici görev yapacak ve okullardaki koşulları ve temel eğitim ilkelerini denetleyebilecektir. Bu denetleme asla ‘‘resmi ideoloji'' konusunda değil, okuldaki eğitim düzeyinin denetlenmesi olacaktır.
Böyle bir ülkede isteyen çocuğuna din öğretecek, isteyen pozitif bilimler dalında yetişmesini sağlayacaktır.
* * *
Evet ben böyle bir ülke düşünüyorum. Doğru olanın bu olduğuna inanıyor ve destekliyorum. Zorunlu eğitime tamamıyla karşıyım. Zorunlu olan her şeye karşı olduğum gibi karşıyım.
Böyle bir ülke, insanların devlete, devletin de insanlara güvenmesi esasıyla kurulur. Devlet, insanların iyiliği için onların hizmetinde olan bir kurumdur. Böyle bir ülkede devlet, insanlara baskı yapmaz ve devletin hakları asla insan hak ve özgürlüklerinden önce gelmez. Böyle bir ülkede faşizmin pençesindeki İtalya'nın ceza kanunundan alınmış bir ceza yasası yürürlükte olmaz.
Böyle bir ülke, insan hak ve özgürlüklerini ayaklar altına alan anayasalarla yönetilmez. Böyle bir ülkede insanlara tek tip ve basit düşünmeleri zorla dayatılmaz.
Böyle bir ülkede, inat için sekiz yıllık temel eğitim yapacağım diye, eğitim sistemi olduğundan da beter hale getirilmeye çalışılmaz.
Ve işte yapılan maalesef budur. Şimdi her şey eskisinden de karmakarışık olacak ve ilk ve orta öğretim içinden çıkılamaz bir hale gelecektir. Böyle bir duruma ancak Türkiye'nin düşmanları memnun olacaktır.
Gene de sekiz yıllık temel eğitim girişiminin birtakım iyilikleri de olacaktır. Her şeyden önce, ilk ve orta öğretim içinden çıkılamaz bir hale gelince, meseleye temelden el atılacak ve eğitim sisteminde köklü bir reform değil, ‘‘devrim'' yapılmak zorunda kalınacaktır.
Bu devrim, sadece ilk ve orta öğretimi değil, şu anda tam bir keşmekeş içinde bulunan yüksek öğretimde de olacaktır.
Ve bu devrimi, demokrat Türkiye'nin bilinçlenmiş halkının kuracağı Meclis'ler yapacaktır.
Sekiz yıl tartışmaları, bu nedenlerle saçmalığın daniskasıdır.
Paylaş