‘Vur, fakat dinle’

Yavuz GÖKMEN
Haberin Devamı

Başlıktaki söz, İsa'dan önce 524-460 yılları arasında yaşamış olan Atinalı komutan Themistokles'indir. Öykü, İsa'dan önce 490 yılında yapılan Salamis Deniz Savaşı'na saatler kala geçer.

O yıllarda Atina ve İsparta, tam anlamıyla Pers istilası tehdidi altındadır. Karada çarpışan İsparta Kralı Leonidas Perslere karşı büyük direniş göstermektedir. Bu kral, Thermopilai Geçidi'ni tuttuğu 26 kişiyle birlikte can verecektir.

Ancak savaşın asıl can damarı denizlerdir ve Pers donanmasını kırmak gerekmektedir. Themistokles, o sırada bütün yönleriyle işleyen Yunan demokrasisinde siyasi rakiplerini işte buna ikna etmeye çalışmaktadır.

Themistokles düşüncesini savunurken, bir karşıtı ayağa kalkar ve yumruğunu kaldırarak Themistokles'in üzerine yürür. (Bu karşıtın kimliğini hatırlayamıyorum. Miltiades ya da Aristides'ten biri olabilir.) Themistokles elini yüzüne siper eder ve şu tarihi cümleyi söyler:

‘‘Vur, fakat dinle.’’

* * *

Sonuçta sözü dinlenir ve Salamis Deniz Savaşı kazanılır. Pers istilası da sona erer. Bu kesin bir zaferdir ve kesin zaferi kazanan Themistokles hemen akabinde Yunanistan'da gözden düşecektir.

İnanlara iyilik yaramamaktadır.

Bu öyküyü geçenlerde TV izlerken hatırladım. ‘‘Demokrasi’’ konulu bir panelden manzaralar gösteriliyordu.

Kürsüye önce Tansu Çiller çıktı. Bir süreden beri savunduğu düşünceleri inançla yineledi. Hükümetin asker güdümünde olduğunu, Türkiye'nin bir ara rejim döneminden geçtiğini söyledi ve buna benzer savları ekledi. Dinleyenlerden büyük alkış aldı.

Arkasından Hasan Celal Güzel kürsüye çıktı. O da demokrasiyle ilgili önemli düşünceler söyledi. O da büyük alkış alarak yerine oturdu.

Arkasından kürsüye Erkan Mumcu geldi. Genç ve temiz yüzlü bir delikanlıydı. ANAP Genel Başkan Yardımcılığı'nı yapıyordu.

Konuşmasına başladı ve kendisinden önce ileri sürülen savları cevaplamaya girişti. ‘‘Tansu Hanım bu sözleri, hükümetten gitmeyi hazmedemediği için söylüyor'' gibilerinden laflar etmeye çalıştı.

Aslında ileri sürülen düşünceleri çürütmeye çalışmıyor, sübjektivite yapıyordu ama bunu yapmak onun hakkıydı. Ancak buna bile izin vermediler.

DYP'lilerin çoğunlukta olduğu salonda kıyamet koptu. Kürsüye saldırılmaya çalışıldı. Erkan Mumcu susturuldu ve kürsüden indi.

* * *

İşte ben buraya fena takıldım.

Bir demokrasi panelinde karşıt düşünce susturuluyorsa, bu demokrasi paneli olamaz. Bunu yapıyorsanız, ‘‘demokrasiyi rafa kaldırdılar’’ dediklerinizle aynı derekeye düşersiniz.

Ve ‘‘demokrasi'' diye haykıranların içtenliklerine inanılamaz. O sırada Tansu Çiller ayağa kalkarak protestocuları susturmuyorsa onun da içtenliğine inanılamaz.

Demokrasi, ‘‘vur fakat dinle’’ demek de değildir.

Demokrasi, vurmadan dinlemeyi bilmek, adam olmaktır.

Yazarın Tüm Yazıları