Sinir ve ruh hastalıkları AŞ

Yavuz GÖKMEN
Haberin Devamı

Çoçukluğumdan beri gazeteci olmayı istedim. Ama bilinçaltımda bir başka özlem vardı. Tıp doktorluğu. Melek Hanım'ın kitaplığında ''ev doktoru'' diye bir kitap bulmuştum. Baştan sona tekrar tekrar okuduğumu hatırlıyorum.

Ancak basit bir dille yazılmış bu kitap beni kesmedi. Daha sonra bulduğum tüm tıp kitaplarını okudum. Tıp benim içimde ulaşılamayan bir özlem olarak hep kaldı. Tıp fakültesini Hukuk'la birlikte okuyabilseydim, dünyanın en mutlu insanı olacaktım.

Yapamadım. Ama tıbba ilgimi de hiç kesmedim. Şu ya da bu şekilde hayatımda her zaman tıp oldu ve olacaktır.

Bundan hiçbir şikâyetim yoktur. Bilakis hayatımdan memnunum.

Ne var ki son zamanlarda psikiyatri bilimine dadandım. Kendi ruh sağlığımdaki güzelim dalgalanmaları irdeledim. Kendimle yüzleştim.

Bildiğim şeyleri bir de tıp kitaplarından okudum. Sonuçta kendi teşhisimi kendim koydum.

,

Ben iflah olmaz bir hastayım. Ben bir aşk hastasıyım. Benim hastalığım çılgınca sevmektir.

Bu hastalığımı da pek seviyorum.

* * *

Ve kendi kendime, ''Allahım sana çok şükür'' diyorum. ''Ya bunun tam aksi bir hastalığa tutulsaydım.''

Ya ben de sevmek değil, nefret etmek gibi bir hastalığa duçar olsaydım.

Bu iki hastalık arasında tek benzerlik var. İkisinin de tedavisi yok.

Aşkın kesinlikle tedavisi bulunamadı ve bulunamayacak. Bundan önceki ve sonraki yüzyılların çaresi bulunamayacak tek hastalığı aşktır.

Ancak ve lakin, ''nefret ve kıskançlık'' şeklinde özetlenebilecek diğer hastalığın da tedavisi bulunamamıştır. Tıp bence kendisini bu hastalığın tedavisine hasretmelidir.

Aşk hastalığını tedaviye kalkışmaktan da, ''zaman ve para israfı'' olacağı için kesinlikle vazgeçmelidir.

Geçenlerde Holbrooke, askeri tatbikatlar için de aynı şeyi söylememiş miydi? ''Askeri tatbikat yapmayın; bunlar zaman ve para israfıdır'' dememiş miydi?

Ben de aynı öneriyi psikiyatristlerimize yapıyorum.

Aşk hastalığını tedaviye kalkışmayın. Zaman ve para israfıdır.

Ve bu uğraş sizin hekimlik gradonuzu da düşürür; haberiniz olsun.

* * *

Size aşktan hastalanmış biri gelirse ona, ''aşkına sarıl'' öğüdünü verin. Çünkü değil sizin başka tür öğütleriniz, hiçbir şey aşkın yerini tutamaz. Ve hayatta en büyük hastalık âşık olmak değil, âşık olamamaktır.

Siz nefret ve kıskançlıkla uğraşın. Çok müşteriniz olacaktır. Bunlar sevemedikleri için nefretin pençesine düşmüş biçare yaratıklardır.

Bunlar tanımadıkları aşkın intikamını âşıklardan almak isteyenlerdir.

Onlarda bol para da vardır. Áşıklar gibi zeril sefil değildirler.

Onlarda olmayan tek şey sevgidir.

Onların paralarını alın.

Ve onlara sevgi verin.

Yazarın Tüm Yazıları