Sarışınların kaderi!

Yavuz GÖKMEN
Haberin Devamı

Yok, ben tüm sarışınları aynı kefeye koyuyor değilim. Aslında özde aynı da olsalar, iki kadını bile aynı kefeye koymanız olanaksızdır. Her kadın apayrı bir kişiliktir ve hepsi birer roman kahramanıdır.

Ne var ki, romanlar da yazarlarına göre değişirler ve her yazarın kaleminden çıkan roman farklı özellikler gösterir.

Ve içlerinde bir tanesi sadece sizin yazdığınız romandır ve bu romanı siz okursunuz. Onu sonsuza dek okumanız için eşi benzeri bulunmaz bir roman yazmış olmanız gerekir.

Sarışın güzel kadınlar da farklı özellikler gösterirler.

Sözgelimi Tansu Çiller'le Gülay Aslıtürk, bazı benzer noktaları olsa da fevkalade farklı yaratıklardır.

Ve önemli olan bu benzerliklerden yola çıkarak farkları yakalamaktır.

Sonra da, sarışınların kaderini sonuçsuzluğa bağlamaktır.

* * *

Tansu'yu yazmanın şu anda bir yararını göremiyorum. Gülay Hanım, gündemde ve ilginç özellikler gösteriyor.

Mesela, geçenlerde ‘‘kendimi yakarım’’ açıklamasını yaparken onu izledim. Açıkçası içim cız etti.

Ancak daha sonra gittiğim akşam yemeği sırasında enfes bir İtalyan kırmızı şarabını yudumlarken, Gülay Hanım sık sık aklıma geldi. ‘‘Bu işte bir iş var’’ diye düşündüm.

Ancak bu işe bir türlü anlam veremedim.

Huyum kurusun, ben insanların kötü yanlarıyla pek ilgilenemiyorum.

Hele bu insan kadın olursa, hemen şövalye kılığımı kuşanıp ince uzun kılıcımla savunmaya geçiyorum.

Şövalyeliğin bir anlamda enayilik olduğunu da biliyorum.

Ama bu kötü huy bana babamdan geçti.

* * *

Bu diyaloğu bana Gülay Hanım'ı tanıyan bir dostum nakletti. Birkaç yıl önce geçiyor:

Dostum, DYP'den istifa eden Gülay Hanım'a, ‘‘DYP'den istifanızın sebebi herhalde en başındakiyle çekişmenizdi’’ diyor.

Gülay Hanım, ‘‘Nasıl yani?’’ diye soruyor. Dostum ekliyor:

‘‘Siz ondan genç ve onun kadar okumuş yazmışsınız. Ondan daha güzel ve akıllısınız. Gelecekte onun için en büyük potansiyel tehlike sizsiniz.’’

Gülay Hanım, ‘‘Çok hoşsunuz’’ diyerek gülüyor.

Öyküyü anlatan dostum dün bana şöyle dedi:

‘‘Bu kadının politikada yükselmesini engelleyecek hiçbir şey yoktu. Bir şeyler yapmış olmasına bir türlü akıl erdiremiyorum.’’

Ben dostum gibi, Gülay Hanım'ı Tansu'dan daha güzel bulmuyorum. Daha mı akıllı? Ondan da kuşkuluyum.

Ama ben de onu bir türlü anlayamıyorum.

Hangimiz şimdiye kadar hangi kadını anlayabildik ki?

Yazarın Tüm Yazıları