Paylaş
Demek ki biz gele gele, demokrasinin ‘‘P''sine gelmişiz. Önümüzde daha dokuz harf kalmış. Bu ‘‘P Demokrasisi'', bir muhterem jandarma komutanımızın veciz bir konuşmasıyla başladı. Komutan bir gün aniden esti, savurdu. Konuşmasında dost bildiğimiz ancak ara sıra vatandaşlarımızın kafasını kesen bir ülkenin kralına, ‘‘P'' harfiyle başlayan sunturlu bir küfür savurdu.
‘‘P demokrasisi'' işte o zaman başladı ama önceleri uyanamadık, gaflet ve dalalet içinde bir süre uyuyakaldık.
Üstelik meğerse bu lafı ne kadar da severmişiz. Komutanı alkışladık. ‘‘Hakkında soruşturma açılmalıdır'' demeye kalkışan birkaç cılız sesi de boğazlarına tıkadık.
‘‘P'' modasının öncülüğünü bizde her zaman olduğu gibi bir asker yapmış oldu. Zaten Türkiye'de bütün ileri hareketleri asker başlatır, biz arkalarından gideriz.
‘‘Batı Çalışma Grubu''nun arkasından da böyle gittik; hükümetini kurduk.
* * *
Ama askerin arkasından bizden önce bir RP Milletvekili gitti. ‘‘P'ler parlamentosu'' diye haykırdı. Ne var ki bu milletvekiline komutana gösterdiğimiz sevecenliği göstermedik.
Ona demediğimizi bırakmadık. Yüce parlamentomuza sahip çıktık. Tel'in ettik ve şimşekler, yıldırımlar yağdırdık.
Ne de olsa adam, bir yabancı ülke kral ya da başkanına sövmüyor, bizim parlamentomuza hakaret ediyordu. Elbette komutanla aynı kefeye koyamazdık.
Ayrıca adamın üniforması, apoletleri filan da yoktu. Haddini bilmiyordu.
Ona bir güzel haddini bildirdik. İyi de ettik.
Derken güvenoylaması günü geldi çattı.
Bu kez bir başka milletvekili, parlamentoyu ‘‘P demokrasisi'' içinde gösteren milletvekiline veciz bir pankart yazarak sövdü.
Ben o sırada Yeşilköy Havalimanı'nda uçağa binmek üzereydim. TV'de yayınlanan güvenoylamasını dalgın gözlerle takip ediyordum.
Birinin üzerine onlarca kişi üşüştü; tekmeler, yumruklar uçuştu.
‘‘P demokrasisi'' aşama yapıyor, ‘‘D' demokrasisine'' geri dönüyordu.
Kavga, demokrasinin dönüşümü yüzünden çıkmıştı.
Böylesi ihtilalci hareketlerde kavga çıkması elbette doğaldı!
* * *
Ne var ki, akşam TV'de, demokrasiyi ‘‘P''den alarak, ‘‘D''ye geri döndüren muhterem milletvekilimizi gördüm. Fena korkmuştu. Bu kadar tepki beklemediği anlaşılıyordu.
Yaptığının mana ve ehemmiyetinden haberi bile yoktu. Üstelik: ‘‘Bu sözü söylemeye dilim varmadığı için yazdım'' diye saçmalıyordu.
Söylemeye dilinin varmadığı bir şeyi nasıl yazdığını açıklayamıyordu.
Protesto ettiği kişinin derekesine inmiş, bir çuval inciri berbat etmişti.
Demek ki, ‘‘P demokrasisi'' ne ise, ‘‘D demokrasisi'' de oydu.
* * *
Halk bunlara güvenoyu vermeyecektir.
Halk gerçek demokrasisini kuracak ve yaşatacaktır.
Paylaş