Hükümet acilen barış yapmalıdır

Yavuz GÖKMEN
Haberin Devamı

Pazar akşamı maçtan sonra Kocaeli'den dönüyorduk. Otoyol gişelerinden geçtikten sonra bir değişiklik fark ettim. Bayraklarla örtülü otomobillerde insanlar, yıldırım hızıyla gidiyorlardı.

Bazen kamyonetler görüyorduk. Kasalarında insanlar vardı ve o süratle bir fren yapılmak zorunda kalınsa, akıbetlerinin ne olacağı belliydi.

Arkadaşlar, ‘‘Asker sevkıyatı var'' dediler.

Aynı saatlerde büyük kentlerin tümünün böyle olduğunu tahmin ediyorum. Asker sevkıyatı günlerinde, Ankara Terminali yakınlarında olanlar da bunu çok iyi bilirler.

Yer gök inler; insanlar ‘‘En büyük asker bizim asker'' çığlıklarıyla, canlarından can koparılıyormuşçasına, oğulcuklarını askere gönderirler.

Genç delikanlılar, hafiften sararmışlardır. Çünkü işin ucunda Güneydoğu'ya gitmek de vardır.

Ana-babalar, akrabalar da endişelidirler. Ama bu endişeyi birbirlerine asla belli etmezler.

Çünkü bizim harsımızda askerlik kutsaldır ve en büyük mertebe şahadet mertebesidir.

Ve bu, dini bir mertebedir.

* * *

Gençler en çoğundan şahadet şerbetini içeriz diye düşünerek yenerler korkularını. Ana-babalar, akrabalar aynı duyguyla avunurlar, ama hiç de istemezler içlerinden, bu mertebeye zamansız erişilmesini.

Onların özlemleri evlatlarına askerlik bitiminde sağ salim kavuşmaktır. Evlatların da en büyük özlemleri budur.

Yavuklular yaşlı gözlerini ince işlenmiş mendillere silmektedirler.

Ama gene de yollarlar askere oğullarını, yeğenlerini, sevgililerini. Onlar da giderler arkalarına bakmadan. Çünkü ülkelerini sevmektedirler. Onlar için vatan kutsaldır ve askerlik bir vatan hizmetidir.

Bu ülkenin çocukları böyle yetişmişlerdir. Onlar canlarından çok severler ülkelerini.

Herhangi bir günahları, veballeri yoktur.

Ama bir kısmı, bayrağa sarılı döner askerden. Bir kısmı da sakat kalır.

Onlar bizim yüreğimizde ebediyen taşıyacağımız çocuklarımızdır.

* * *

Velakin onlar için söylediklerimi, bizi yönetenler için söyleyemeyeceğim.

‘‘Barış'' sözcüğünden ödleri kopanlar için söyleyemeyeceğim.

Barış trenlerini durduranlar, soruna barışçı çözüm aramayı ısrarla reddedenler için söyleyemeyeceğim.

Ülkenin zürriyetine güvenip, şahin duygularını onların sırtından tatmin edenler için söyleyemeyeceğim.

Hükümet, içinde kıvrandığı ekonomik zorlukları da aşmak için bir an önce ‘‘bütünlük içinde'' barış yapmalıdır.

‘‘Şahadet mertebesi''ni getiren vicdanlar bileşkesiyle kavgasına bir son vermelidir.

Halktan kaynak kesmeyi durdurmalı, kaynakları halka aktarmalıdır.

Kan ve gözyaşı artık durmalıdır.

Yazarın Tüm Yazıları