Paylaş
Ben tabiatım icabı yasakları hiç sevmem. Özellikle ülkelerin baskı ve yasaklarla asla yönetilemeyeceğine inanırım. Ama sanırım eski İstanbul'da bir gazino duvarına asılı şu yasak levhasına iştirak etmişimdir.
‘‘Hariçten gazel okumak yasaktır.’’
Anlaşılan, gazino yönetimi sahnede icra-i sanat eyleyen hanendelere dışarıdan eşlik etmek isteyen akortsuz, makamsız dinleyicilerden o kadar usanmıştır ki, bu yazıyı duvara asmak zorunda kalmıştır.
Bu yazı doğrudur. Eğer bir şarkıya eşlik edecekseniz, hariçten akortsuz, makamsız bağıramazsınız. Gelip bu işin ta göbeğinde olmak zorundasınız.
Rahmetli Turan Güneş benim eniştemdi. Tahsilini Paris'te yaparken sakal bırakmış, caddelerde gezermiş. Birisi onu görmüş ve şu beyti çiziktirmiş:
‘‘Herifçioğlu Sen Mişel'de koyuvermiş sakalı
Neylesin ‘Bizim Köy'ü, nitsin Mahmut Makal'ı.’’
* * *
Beyti yazan da ünlüydü ama şu anda adını hatırlayamıyorum. Genç nesil belki Mahmut Makal ve ‘‘Bizim Köy’’ü bilmez. Onu da kısaca anlatayım.
Mahmut Makal, ‘‘Bizim Köy'' adlı bir kitap yazmıştı. Bu kitapta, köyünün perişanlığını anlatıyor, köylünün sorunlarına dikkat çekiyordu. O zamanlar, Türkiye'de sosyalizm akımları yeniden diriliş yaşamaya başlamışlardı. Ama bir kısım aydın zümre, dışarıda keyfini çatıyor, Türkiye'deki bu insancıl kavgaya girmeyi bile düşünmüyordu.
Yukarıya aldığım beyit, rahmetli eniştem Turan Güneş'ten ziyade bu tür aydın tipini hedefler.
Bu tip, olan biten hiçbir şeye karışmaz; uzaktan seyretmeyi yeğler ama; girmediği kavga üzerinde en değerli fikirleri beyan etmeyi de âli bir görev addeder. Bu tipe göre, en yüce ve ihtişamlı olan kendisidir ve ufak tefek işlere girmek onun için züldür. Biraz da sıkar tabii.
Bu tiplerin çoğunluğu, içlerindeki sosyalisti öldürmüş cesetlerdir.
Bu tipler için çok şey söylenmiş, çok şey yazılmıştır. ‘‘Gelin yeni oluşumlar yaratın, demokrasiye aydınlar olarak bizler sahip çıkalım’’ denilmiştir; duymazdan, görmezden gelmişlerdir.
Ülke, örtülmeye bile gerek duyulmayan bir kumanda altına girdiğinde de çıtları çıkmamıştır. Demokrasiye sahip çıkarak sivil otoritenin üstünlüğünü savunmak bir yana, bunu savunanlara tavır almışlardır.
Benim önemli ıstırabım budur.
* * *
Burada bir kere daha yazıyorum ki, beni kişiler ikinci planda ilgilendirmektedir. Ben davranışlara bakarım. Bugün Mesut Yılmaz istifa eder ve ‘‘Ben bu baskı altında hükümet etmem’’ diye haykırırsa bu davranışını alkışlarım.
Hiç kimsenin Tansu Çiller'i filozofik ve politik anlamda bencileyin eleştirdiğini sanmıyorum. Refahyol kurulduğu zaman ‘‘demokrasiye gitmezseniz mahvolursunuz’’ diye yazan bendim. Gitmediler ve çöktüler.
Ve ben kişiliğim gereği hayatımda kimsenin yanında olmadım ve olamam. Ben sadece kavramların yanındayım. Demokrasi nerede, ben oradayım.
Hariçten gazel okuyacağınıza, siz de buyursanız...
Paylaş