Bu bir müjde değil felaket haberidir

Yavuz GÖKMEN
Haberin Devamı

Mesut Yılmaz nihayet baklayı ağzından çıkardı. Üç yıllık bir istikrar programıyla Türkiye'nin anasını ağlatacağını apaçık söyledi.

Bu işin hazırlıkları uzun zamandır sürüyordu. Ancak kararı henüz verilmemişti. Anlaşılan karar da verildi ve Türkiye, bundan böyle çok bilinmeyenli bir denklemin içine sürüklenecektir.

Normal demokratik dönemlerde hükümetler böyle kararları veremezler. Böylesi kararların verilebilmesi için köklü bir toplumsal uzlaşma gerekir. Toplumsal uzlaşma da, demokratik platformda tüm halk destekli siyasal partilerin anlaşmalarından geçer.

Halkın özveriyi kabul etmesinden geçer.

Ancak ve lakin, halkın özveriyi kabul etmesinin tek şartı, cebinden çıkacak her kuruşun hesabının devletçe verileceğine inanmasıdır.

Bu hesabın verilebilmesi için devletin bürokratik değil, demokratik devlet olması gerekir.

* * *

Oysa Türkiye Cumhuriyeti demokratik değil, bürokratik bir devlettir. Şu anda içinde yaşanılan dönem de, bürokratik devletin en ağır ve baskıcı olduğu günlere rastlamaktadır.

Sokaktaki çocuk bile bilmektedir ki, bugünkü hükümet halka değil, asker desteğine dayanmakta ve aldığı emirleri harfiyen yerine getirebilmek için çırpınmaktadır.

Mesut Yılmaz'ın 2000'li yıllara tek rakamlı enflasyonla girme planı kuşkusuz onaylanmış bir plandır ve bu plan, antidemokratik bir dönemde uygulanacağı için başarılı olamayacaktır.

Olamayacaktır çünkü, halk kendisine dikte edilenleri kabul etmeyecek, uzlaşmaya yanaşmayacaktır. Çünkü zenginlerle fakirleri ortak bir noktada uzlaştırmak zaten eşyanın tabiatına aykırıdır.

Halk, ekmek ve özgürlük istemektedir; şimdi ekmeği de özgürlüğü gibi elinden alınacaktır.

Hiç kimse ekmeğini ve özgürlüğünü vermeye yanaşmayacaktır.

Enflasyonu üç yıl içinde tek rakama indirmek elbette mümkündür, ama başta da söylediğim gibi bu tam bir toplumsal uzlaşma ile yapılacak iştir.

Toplumsal uzlaşmanın şartı demokratik hak ve özgürlüklerin tam uygulandığı demokrasidir ve adil bir vergi sistemi bulunduğuna inançtır.

Devletin hesap vereceğine dair inançtır.

* * *

Bu karar, Türkiye'de yakın gelecekte bir genel seçimin olamayacağını da göstermektedir. Bu tür bir kararı uygulamaya koyacak hükümet daha ilk seçimde perme perişan olacağını elbette bilmektedir.

Ve kimbilir gelecekten nasıl bir karanlık beklemekte, aydınlığı reddetmektedir.

Bu kararı uygulamak için Güneydoğu savaşının acilen bitirilmesi, bütçenin en büyük kesimi olan askeri harcamaların kısılması şarttır. Maaş zamlarında bürokrasinin tüm kesimlerine eşit uygulamanın yapılması şarttır.

Bu hükümet bunları asla yapamayacaktır. Özveri sadece ezilen kitlelere düşecektir.

Ve onlar da nihayet gerçeği göreceklerdir.

Belki de demokrasiye böylesi deneylerle ulaşacağız.

Yazarın Tüm Yazıları