Kargalar kedilerin, kediler de kargaların yavrularını kapıp duruyor. Bunlar vahşi hayatın gereği olabilir ama birebir yaşadığımda isyan ediyorum
Sabah 06.00 gibi, yavru kedi ciyaklamasıyla uyandım. Sevgilime, “Kalk kalk bir şey oluyor” dedim. Yatak odamızın penceresinden baktım ki, bir karga daha yeni doğmuş bir kediyi annesinden çalmış, gagalıyor. Balkona fırladım, karganın üzerine üzerine koşup zar zor kaçırdım. Gitmiyor çünkü, kararlı yani onu orada parçalamaya! Kedi o kadar küçüktü ki! Büyük bir hasar yoktu, erken davranmışım. Hemen bir ayakkabı kutusu buldum, termofora sıcak su doldurup kediyi havluya sarıp koydum ki, dışarıdan bir ciyaklama daha geldi. Adi karga bu sefer de başka bir yavruyla balkonumuzdaki tentenin üzerinde boğuşuyordu. Kandan bayılacak gibi oldum. Karga gitti, kafes şeklindeki balkon parmaklığına tırmanıp yavruyu oradan aldım. Sevgilim yardım etmese beceremezdim, öyle tehlikeli bir yerdeydi. Onun durumu pek iyi değildi. Bayağı cılızdı da. Gaga darbeleri gözüne gelmemiş ama ağzı burnu kan içindeydi, hırıltılı nefes alıyordu. Hadi ona da aynı operasyon, bir de serum fizyolojikle ağız yüz temizleme. Saat 08.00’i zor ettim, veterinerin kapısına dikildim. Yavruları teslim ettim. İkinci yavru maalesef o günü çıkaramadı. Ciğerlerinde de sorun varmış, büyük ihtimalle de doğumdan. Daha tombul olansa çok minik olduğu ve biberon emmede isteksiz kaldığı için birkaç gün sonra gitti. Bu arada paranoyak anneliğin iyi bir örneğini sergiledim. Kargaların kinci ve akıllı olduğunu bildiğim için herhalde. “Ya balkonda oynayan küçük kızıma zarar verirse” diye düşündüm durdum. Bakıcıyı sıkı sıkı tembihledim. O gün Twitter’a yazdım yaşadığımı. Bir takipçim de, bütün gece karga yavrularını çalan bir kediyle uğraştığını yazdı. Kargalar ve kediler arasındaki amansız savaş herhalde binyıllardır sürüyor. Tamam, doğal seleksiyon falan... Gayet iyi biliyorum. Ama birebir yaşadığım zaman isyan ediyorum. Kargalarla kedilere bir çağrı mı yapsak: Arkadaşlar, hayatınız zor ama koca şehirde iyi kötü yemek buluyorsunuz. Hadi biraz medeni olun, birbirinizi yemeyin, desek. Oooldu!
Susuzluktan kurumasınlar
Mamasepeti.com’un barınaklara yardım projesinden bahsetmiştim. Zaman dar, ulaşılması gereken hedef yüksekti. Hayvanseverler firmayla görüşüp sürenin uzatılmasını ve kotanın aşağı çekilmesini başardılar. Destek olmak isterseniz 1 Temmuz’a kadar vaktiniz var. Buyrun canı gönülden desteklediğim bir kampanya daha: ‘Bir Kap Yemek, Bir Kap Su’. Haytap ve Goody’nin ortak mesajı aslında yıllardır hayvanseverlerin zaten yaptığı, her fırsatta hatırlattığımız malum konu. Yazın sokakta yaşayan hayvanlar yiyecek ve su bulamıyor. Çöpten buldukları yemekler bozulmuş oluyor, aç kalıyorlar. Özellikle su, o kadar önemli ki! Bu sene kapınızın önüne bir kap mama, bir kap su koyun diyorlar. Çok sempatik bir afiş de tasarlamışlar. Ben artırıyorum: Suyu ve mamayı sık sık yenileyin. Hatta mümkünse soğuk su, kolay bozulmayan kuru mama koyun. Bir de Goody sadece çağrı yapmayıp, sokak hayvanlarını besleyenlere mamaları ücretsiz veya indirimli verse daha iyi olurdu ama...