Paylaş
Bütün bunların gerekçesi ne biliyor musunuz? Kuduz ihtimali varmış! Bahane kalmadı yani böyle öldürüyorlar artık zavallı hayvanları. Barınağa sağlıklı gelen hayvanlar bile hastalanıyor, ölüyor. Kısırlaştırma ameliyatı yapılan köpekler daha baygınken el arabasında üst üste yığılıyor, kafesin içinde molozmuşçasına dökülüyor.
Bu mu insanlık? Bu mu iyi belediyecilik?
Büyükşehir Belediyesi de birinci derecede sorumlu bu rezaletten. Sayın Kadir Topbaş! Yönetiminiz altında bu rezalete neden suskun kalıyorsunuz?
Barınaklardaki bunca hayvanın bir sorumlusu da çocuklarına petshop’lardan sorumsuzca kedi-köpek almaya devam edenler. Bayramda bir heves alıp sonra da sokağa terk ettiğiniz köpek şimdi ne durumda!
Belediyelerin acilen sokak hayvanlarının kaliteli yaşam hakkı olduğunu idrak edip, uygun çalışmalar yapması gerekiyor.
Bir radikal öneri de benden: Türkiye’deki hayvan satışı yasaklansın ve/veya belli merkezlerden tek bir kontrol mekanizmasıyla yürütülsün.
EFE’NİN DERDİ BİTMİYOR
Efe dişeti yangılarından ve kistelerinden kurtuldu diye sevinirken bir baktım, sol arka patisini yalayıp duruyor. Sanırsınız ayağının yerinde en güzelinden tavuk budu var, onu yemeye çalışıyor. Patiyi yalarken hızını alamayıp kanepenin koca minderini yalamış. Offf, diyerek yanına gittim, patisine baktım. Altındaki yastıkçıkların her biri kafam kadar olmuş. Belli ki enfekte olmuş ama yara yok...
Bizimki ertesi gün paketlendi veterinere gitti. Ya tahriş edici bir maddeye basmış ya da bir şey batıp çıkmış. Veterineri kortizon yapmayı teklif etti ama dişetlerinden ders aldık, kortizon yok! O zaman bir haftalık antibiyotik tedavisi... İlaca başladığımız günlerde ayağı şişmeye devam etti, patisindeki tırnakların arasına kadar. Birkaç gün sonra azaldı ama geçmedi. Bu haftaki kontrolde antibiyotiğe bir hafta daha devam kararı çıktı. Ne bir merhem sürebiliyoruz ne de başka bir harici müdahale mümkün. Bu arada iltihabın patlayabileceğini de öğrendik. Yeni yeni yürüyen ve bolca sürünen bebekli bir evde düşünmek bile istemiyorum...
Paylaş