Ev ahalisinden son haberler

Muşka kum mu döküyor? Muşka ve Karaçi’ye musallat olan kedilerden nasıl kurtulacağız? Koltuklarımızı kedilerden korumak için hangi çarelere başvurdum?

Hatırlarsınız belki, birkaç ay önce kum kabında kan lekeleri gördükten sonra evdeki tıbbi dedektiflik hikayemizi anlatmıştım. İki kedimizden şişko ve erkek olan Muşka’nın idrar yolları enfeksiyonu veya böbreklerinde bir sorun olduğunu düşünmüş, ama 10 kiloluk ayıdan idrar örneği alamadığımız için, iki tarafa da etkili olan antibiyotik tedavisine başlamıştık. Antibiyotikler etki etmiş, kumdaki kanlar bitmişti.
Fakat yeni eve taşındıktan birkaç hafta sonra yine başladı kan lekeleri. Üstelik sürekli de değildi bu sefer. Bir gün var; üç gün, bir hafta yok şeklindeydi. Karaçi ve Muşka yine yakın markaja alındı. Kum kabında geçirdikleri süre, eşelenme şiddetleri ve çişler kontrol edildi. Bir sabah Muşka’nın yattığı yerde bir damla kan görünce yine ondan geldiğine emin olduk.
Dilek ve Remziye arandı, bir ziyaret daha yapıldı. Bu sefer koydukları teşhis, Muşka’nın kum döktüğü yönünde oldu. Çünkü kanlar birkaç günde, hatta haftada bir görülüyor, canı acımıyor, idrarını rahat yapıyor, genel keyfi gayet yerinde, iştahı açık.
Tedavi olarak, antibiyotik yerine böbreklerine uygun bir mamaya geçiş yaptık bu sefer. Keşke hayvanların da sağlık sigortası olsa, dedirten bir mama: 5 kilosu 100 lira! “Çocuğum için her şeyim feda olsun” dedim, aldım. Ama yaradı galiba. Bir aydır hiç kan lekesi görmedik. İnşallah bu sefer tamamen kurtuluruz.

TERASTA DURUM FENA

Hani geçenlerde yazmıştım. Yeni evimizin birinci kattaki terasına sürekli sokak kedileri geliyordu. Bir-iki hafta öncesine kadar o kedileri mutlulukla karşılıyor, ilgi gösteriyorduk. İsim de koymuştuk hepsine. Pudra ve Beşiktaş. Fakat sonra ipler koptu, teras Malazgirt savaş alanına dönmeye başladı. Kıyamet kopuyor, salona bir koşuyorum ki, her taraf yolunmuş tüy içinde. Üstelik tüyler sadece Muşka ve Karaçi’ye ait. Bir başka gün bakıyorum, bizimkiler salona bile giremiyor, mutfak kapısında pusuda yatıyor. Sonra ikisinin de karın ve kafalarında koca koca tırnak yaraları olup, Muşka’nın bir kulağının ucu hafif tıraşlanınca olaya el koymaya karar verdim.
Kendimi mahallenin pet shop’una attım, ‘Bana bir çare’ dedim. ‘Get Off’ diye bir jel önerdiler. Yeşil, kristal jeller üstünde citronella bitkisi kokusu. Söylemesi ayıptır, bir şişesi 40 lira. Hadi bana 35 olsun... Kedilerin gitmesini istemediğiniz yerlere döküyorsunuz, koku onları uzaklaştırıyor. Üstelik zehirli de değil. Çiçeklerin toprağına bile konabiliyormuş.
Çocuğunu kötü arkadaşlardan korumaya kararlı annenin titizliğiyle çıktım terasa ve kedilerin geldiği bütün kenarlara, çıkıntılara döktüm jeli. Elimi korkak alıştırmadım, garanti olsun diye. Bir yandan da Uzakdoğu seyahatlerimizi hatırladım, nostalji yaptım. Çünkü bu koku, sivrisinekleri kovmak için de kullanılıyor.
Sonra bir güzel yattım, bizim kedigillere huzurlu rüyalar diledim. Ne de olsa bu gece mis gibi Uzakdoğu kokuları içinde, kediden arındırılmış bir terasımız olacaktı...
Olacaktı da, olamadı... Sabah beşte yine iki taraftan cama saldıran kedilerin sesleriyle fırladık yataktan. Bizim Get Off, hiçbir işe yaramadı! Sadece benim paraları kovaladı cüzdandan. Üstelik yeni bir problemimiz var: Daha önce sadece uyumaya gelen Pudra efendi, şimdi terastaki her köşeye siğmeye başladı. Böğk!

KEDİLER KOLTUĞA TIRMANMASIN

Bu soru mailime o kadar çok geldi ki, cevaplamak istedim. “Kedim koltuğumu tırmalıyor, ne yapabilirim?”
Buyrun, benim önerilerim:
* Evin muhtelif yerlerine koltuktan daha çekici tırmalama oyuncakları koyun. Ayaklı hasır direkler, duvara monte edilenler ve onlarca farklı çeşit var.
* Koltuk kılıflarınızı kedilerin tırmalamayı sevmediği malzemelerden seçin. Mesela ince dokunmuş pamukluları kesinlikle tırmalayamıyorlar. Ama kadife, atkı örgülü denen tipte kumaşlar ve şönillere bayılırlar. Bizim iki kanepemiz var, biri pamuklu biri kadife. Pamuklumuz ilk günkü gibi duruyor, kadifenin kolçakları tiftik tiftik. Ama bu bizi rahatsız etmiyor, tırmalamalarına izin veriyoruz.
* Hiçbir şekilde engel olamıyorsanız, son çare engelleyici koku. Kedi nanesi olarak bilinen ‘cat nip’in iki türü var. Biri azdırmak, diğeri uzak tutmak için. Ben Muşka’nın tırnak bilemeye bayıldığı yün koltuğa ondan sıkıyorum. Zararlı değil, düzenli olarak kullandığımda çok işe yarıyor. Gerçi onu keşfedene kadar koltuğun iskeleti çıkmıştı ama olsun. Ölen ölür, kalan kanepe benimdir deyip sıkıyorum arada sırada.
Yazarın Tüm Yazıları