EFE ve ZEZE’nin ada maceraları

Efe, birkaç haftadır Büyükada’da. Yaz tatili yapıyor!

Geçen hafta yazmıştım, iki yaşındaki oğlu Zeze annemlerde olduğu için iki köpek mutlu mutlu takılıyorlar. Zeze, Efe’nin tek oğlu değil aslında. Bizimki altı çocuk babası! Kardeşlerinin biri İstanbul’da, ikisi Antalya’da, ikisi de İzmir’de. Kızımız İzmirli olduğu için yavruların çoğu oralarda ev buldu.
Geçen hafta Zeze için “zırdeli” yazmıştım. Annemlerden anında itiraz geldi, “bizim oğlumuz zırdeli değil” diyorlar. Onun yerine “edepsiz, cazgır, kıskanç, şeytan” gibi başka sıfatları tercih ediyorlarmış! Gerçekten de Efe ne kadar munisse, Zeze o kadar cazgır. Efe topla mı oynuyor, hemen onun peşine düşüyor. Bir yerde mi yatıyor, kaldırıp kendi kuruluyor. En komiği de Efe’ye iltifat edince. Anında yanınızda bitip, “beni sev beni sev” diye kafasını ittiriyor. Bir de bu küçük yaşında kocaman sesi var ki, üç sokak aşağıdan duyuluyor.
Efe munis diyorum ama adaya gittiğinden beri huyu değişti. Zeze ve Body’yle birlikte çete kurdular. Body, adadaki kapımızda yaşayan sahiplenilmiş bir sokak köpeği. Annemler ve üst sokaktaki komşuları yaz/kış dönüşümlü bakıyorlar. Body, boyu yetişkin bir insanın beline gelen, 40 kiloluk şişko bir köpek. Yürürken kafası dışında vücudunun her yeri ayrı oynuyor.
Bu üç harami, adayı haraca kesiyor bir süredir. En sevdikleri şey, birlikte kedi kovalayıp onları ağaca kaçırmak, gelen geçen köpeğe, tesisatçıya havlamak. Bir de Deli Dumrul’culuk oynuyorlar: Oyunun amacı sokağa kimseyi sokmamak. Bu oyun uzun sürmüyor tabii. Annemler anında ellerinde terlik sokağa fırlayıp hepsini içeri sokuyor.
Bazen de üçü bir olup iskeleye kaçıyorlar. İskele dediğim, alt sokak falan değil; insan yürümesiyle 15 dakikalık mesafede. Geze geze gidip bakkalı, balıkçıyı teftiş ediyor, üstüne üstüne gelen üç köpekten çekinen birkaç kişiyi korkutup geliyorlar. Gerçi çoğunlukla onlar dönmeden önce ya manav ya da kasap annemi arayıp haber veriyor, “Abla sizin çete yine burada, kayboldular sanıp merak etmeyin.”
Bu kapıdan kaçıp iskeleye gitmeler can sıkıcı sonuçlar da doğurabiliyor. Ama tabii ki hayvanlar açısından, insanlara zarar verdikleri yok. Ben sadece bir kişiyi günaha sokmalarına tanığım. Kaldırımda oturan çarşaflı bir kadın bunları görünce eteklerini öyle bir telaşla topladı ki, alttan donu gözüktü.
Birkaç hafta evvel bizimkileri saldırgan sokak köpeği zanneden bir kadın, Zeze’ye isabet eden koca bir tuğla atmış üstlerine. Annem uzaktan görmüş, kadını zor aldılar elinden. Geçen gün de adanın kadrolu sokak köpeklerinden biri saldırdı Zeze’ye. Kulağında ve sırtında iki delikle döndü eve. Hali çok komikti, korkudan iki gün kapıya bile yaklaşmadı! Bir yandan da iyi oluyor, öğreniyor sokakta nasıl davranması gerektiğini.
Zeze hayatımıza girdiğinden beri bir şey daha biliyoruz: Bir Beagle’dan daha iyi olan tek şey, iki Beagle!
Yazarın Tüm Yazıları