Paylaş
Özellikle internetin yaygınlaşmasından sonra insanlar, problemleriyle ilgili kendi kendilerine araştırma yapmaya başlayınca bu sözü daha çok kullanır oldum. Kendi alanım için konuşayım. Her hangi bir konuyu merak eden, hukuk eğitimi almamış ve hatta alsa bile o konuda çok sayıda dosya üzerinde çalışmamış bir kişinin birkaç kanun maddesini, Yargıtay kararını okuyup doğru sonuca ulaşabilmesi ihtimalini çok düşük buluyorum. Okurlarımızdan Mahmut bey de okuduğu Borçlar Kanunu’nun 74. maddesiyle ilgili bir soru yöneltince, bu hafta bu noktaya dikkat çekmek istedim. Sorularınızı, hayatinsorulari@gmail.com adresinden ulaştırabilirsiniz.
BERAAT KARARI BAĞLAYICI MIDIR
* Bundan 5 yıl kadar önce yeğenime, motosikletle giderken bir belediyeye ait bir kamyon çarptı. Olayda, yeğenim vefat etti. Ceza davası açıldı ama yeğenim kırmızı ışıkta geçtiği için şoför beraat etti. Şimdi, belediyeye karşı manevi, maddi tazminat davası açmak istiyoruz, kazanabilir miyiz? Borçlar Kanunu 74. maddeye göre, ‘Beraat kararları mahkemeyi bağlamaz, bu nedenle tazminat davası açabilirsiniz’ diyorlar, doğru mu?
Mahmut A.
Öncelikle başınız sağ olsun. Elbette tüm dosyanızı görmeden kesin bir şey söylenemez. Borçlar Kanunu 74. maddesi ‘Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz’ şeklinde düzenlenmiştir. Her ne kadar, Borçlar Yasası’nın 74. maddesi metninde, ceza mahkemesince verilen kararların hukuk hakimini bağlayacağına ilişkin açık bir hüküm yoksa da, bu maddenin genel yorumundan ve özellikle son cümlesinin karşı anlamından, ceza mahkemesince verilen kararlarda saptanan maddi olayların hukuk hakimini de bağlayacağı, olayların başka şekilde gerçekleştiğinin benimsenemeyeceği anlaşılmaktadır. Ceza mahkemesinde haksız fiil öğelerinden eylem, illiyet bağı, hukuka aykırılık yönleri saptanmış ve bunlar kesinleşmişse, bu üç öğe bakımından ceza mahkemesinin mahkumiyet ya da beraat kararı hukuk hakimini bağlayacağı hem bilimsel, hem de kökleşmiş içtihatlarla benimsenmiş bulunmaktadır. Buradaki amaç adalete güveni sağlamak ve çelişik hükümlerin çıkmasını önlemek ve kesin hükmün toplum vicdanındaki haklılığının sarsılmasına engel olmaktır. Bu nedenle sizin dosyanızda tazminat davasına bakacak mahkemenin, ceza mahkemesinin saptamasıyla bağlı olduğu düşüncesindeyim.
TÜM AYLARIN KİRASI İSTENEBİLİR Mİ
* 2011 yılında ev sahibimizle bir kira sözleşmesi yapmıştık. Bu sözleşmenin bir maddesinde ‘Bir kiranın zamanında ödenmemesi ya da eksik ödenmesi halinde kira sözleşmesinin sonuna kadar olan tüm kiralar muaccel olur’ yazıyor. İki ay önce kirayı ödeyemedik, ev sahibimiz aradı, geri kalan 6 aylık kira parasını birden icraya koyduğunu söyledi. 6 aylık kirayı nasıl ödeyeceğim? Yok mu bu işin bir çaresi?
Hacer S.
Hacer hanım, geçmiş olsun. Kira sözleşmelerine uygulanan kanunumuz değişti. Yeni kanunumuz olan 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 346.maddesinde; kiracıya kira bedeli ve yan giderler dışında başka bir ödeme yükümlülüğü getirilemeyeceği, özellikle kira bedelinin zamanında ödenmemesi halinde ceza koşulu ödeneceğine veya sonraki kira bedellerinin muaccel olacağına ilişkin anlaşmaların geçersiz olduğu kabul edildi. Yani bu kanuna göre, sizin eski kanun döneminde yapmış olduğunuz muacceliyet şartı geçersizdir, sizden sadece ödemediğiniz ayın kirası istenebilir.
TANIKLA İSPAT EDEBİLİRSİNİZ
* İşyeri için sahip olduğumuz daireye komşu daireyi de kiraladık. Mal sahibinden kiralarken, mal sahibine işyerimizin küçük geldiğini, bu nedenle kiraladıktan sonra aradaki duvarı kaldırıp daireleri birleştireceğimizi de söyledik. Karşılıklı güven nedeniyle yazılı bir sözleşme yapmadık. Şimdi, dava açıp bizi tahliye edebilir mi? Cevabınız için şimdiden teşekkür ederiz.
Hasan A.
Hasan bey... Söylediğiniz konuda önemli noktalardan biri, yıkılan duvarın taşıyıcı kolon vs. niteliğinde olup olmadığı. Böyle değilse, mal sahibinin bilgisi dahilinde duvarı yıktığınızı, rızası olduğunu vb. şahitle ispat edebilirsiniz, aranızda yazı-çizi olması şart değildir.
Paylaş