Paylaş
Y... Termal Köyü’nden ‘Gelin konuşalım’ dediler, biz de gittik tabi. Orada ilk önce yemek verdiler sonra her aileye ilgilenmesi için bir kişi verdiler, bizler oturduk yüksek sesle müzik çalıyordu. Kimse kimsenin sesini duymuyordu. O günü bize verilen ekmeklere sakinleştirici madde koymuş olma ihtimalleri var. Bize prefabrikten bir daire gösterildi, biz de saf ve de cahil olduğumuz için kandırdılar 15 bin TL’lik senet imzalattılar. GSM numaralı yazı verdiler. Ben bir süre sonra vazgeçmek istediğimi söyledim bana vazgeçme hakkım olmadığını söylediler. Bu zamana kadar 2 bin 500 TL ödedim. Beni ‘Senetleri bankaya vereceğiz’ diye tehdit ediyorlar, ne olur yardım edin bana. Ödeyecek gücüm yok, tapusu da üzerime değil, almış da değilim yalnızca vazgeçmek istiyorum.
Cemil U.
Devre mülk ve devre tatil sistemi, yurt dışında da sıkça rastladığım ve kullanımı oldukça yaygın bir mülkiyet paylaşım sistemi. Özü, yılın sadece bir-iki haftasında tatile çıkabilen, bunun için bir gayrimenkulün tüm boya, bakım gibi masraflarını ödemek istemeyen kişilerin bir araya gelerek mülkiyete ortaklaşa kullanmalarına dayanıyor.
Devre mülk ile devre tatilin birbirinden farkı ise, devre mülkte kullanım hakkı için tapunuzun olması. Yani gayrimenkulün mülkiyeti, yılın 2 haftalık dönemleri için size ait oluyor. Devre tatilde ise kullanım hakkınız, mülk sahibi ile yapacağınız uzun dönemli kira kontratına benzer sözleşme ile sağlanıyor.
Devre mülk ya da devre tatil satın almak isteyen insanların bir araya getirilebilmesi, bu kişilerin satın almaya ikna edilmesi için özendirici bir ortam hazırlanmasında firmalar bazen aşırıya kaçabiliyor, çoğu zaman da gerçeğe aykırı vaatlerle tüketicinin kafası çelinmeye çalışılıyor.
İlk andaki cazibe geçince, tüketicilerin bir kısmı yaptığından pişman olabiliyor. Kanun bunun için tüketicinin 14 gün içinde hiç bir gerekçe göstermeden ve cezai şart ödemeden cayabilmesi hakkı veriyor.
Bunun için hemen caymaya dair bildiriminizi gönderin. Ödemez ve senetlerinizi iade etmezlerse işlem tutarınız 3.300,00 TL’den fazla olduğu için Tüketici Mahkemesi’ne dava açarak paranızı ve senetlerinizi faiziyle geri alın.
ŞİRKETİN BORCUNUN AKIBETİ
* Eşimin enerji projesi vardı. Maddi durumu olmadığından, bu projeye fabrikası olan bir firma destek vererek, 4 ortaklı bir firma kuruldu. 2 yıl ARGE yaptılar. Fakat ortak olduğu kişilerin yanlış kararları sonucu hayata geçiremediler. Eşimin yüzde 25 şirket hissesi vardı. Ortak olduğu kişiler yeni kurdukları şirketi kendi firmalarına borçlandırmışlar. Bir evimiz var. Eşim evi benim üstüme mi yapsa yoksa eve başkasının üstüne yapsak. Bize bir yol gösterir misiniz?
Özlem U.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, evlilik birliği içerisinde eşlerin yapmış oldukları borcun diğer eşi etkilemesi için, bu borcun evlilik birliği için veya evlilik birliğini temsilen yapılmış olması gerekir. Örneğin bir eşin eve aldığı buzdolabının borcu, eve alınan perdenin borcu yahut aracın borcu evlilik birliğinin geçimi için yapılmış borçtur. Bu borç nedeniyle diğer eş de sorumludur.
Bununla birlikte, bir borcun bu şekilde sorumluluk doğurabilmesi için her şeyden önce eşin şahsi borcu olmalıdır. Şirketlerin hissedarlarından ayrı bir tüzel kişilikleri vardır. Bu tüzel kişilikler, borç altına kendilerini bağlayıcı şekilde girerler. Bu borç şirkete aittir. Kefalet, garanti sözleşmesi gibi ayrıca imza verilmedikçe şahısları bağlamaz.
EŞİMLE DİNİ NİKAHI BOZDUK
* Eşimi 5 Ocak 2015 tarihinde ailesinin yanına gönderdim. Akabinde 3 hafta sonra ben de yanına gittim. Fakat orada geçen tartışmalardan dolayı eşimle aramızdaki dini yani İslam nikahını bozduk, dinen boşanmış olduk. Ben tekrar ortak konutumuzun olduğu eve döndüm, dönerken benimle gelmek istemedi, kendisini getiremedim. Şu anda da halen sürekli evine dön çağrısı yapmama rağmen dönmüyor. 4 ay süre dolmak üzere. Bana dönmeme bahanesi olarak da dini nikahımızın olmadığını öne sürüyor. Fakat ben kendisine buraya geldiği takdirde hemen dini nikahımızı yenileyeceğimizi ifade etmeme rağmen ikna olmuyor. Böyle bir durumda evine dön ihtarı çeksem, mahkemeye dini nikahımızın olmadığını haklı bir sebep olarak söyleyebilir mi ?
Süleyman K.
Terk nedeniyle açılacak boşanma davalarında, terk eden eşin eve dönmemesinin haklı bir sebebe dayanmaması gerekir. Sizin durumunuzda eşiniz aranızda dini nikah olmadığını söyleyerek müşterek konuta dönmeyeceğini beyan etmiş. Şahsi görüşüm bu gerekçenin haklı bir gerekçe olarak kabul edilemeyeceği yönünde. Siz de dini nikahı yenilemek istediğinizi belirterek samimiyetinizi ortaya koymuşsunuz. Bu nedenle geçmesi gerekli zamanlara dikkat ederek terk ihtarı gönderebilirsiniz.
Paylaş