Yasemin Boran: Uzaylılar aramızda







Yasemin BORAN
Haberin Devamı

Uçan garip cisimler, bilmediğimiz bir teknoloji ve uzaylılar olarak tanımladığımız Dünyalı olmayanlar...

Son günlerde Türkiye semalarında arz-ı endam ederek şaşkınlık yaratmaktan çok karşılaşanların şaşırtıcı tepkilerini izliyorum. Acaba ben olsaydım ne yapardım, diye düşünüyorum. Ya, siz olsaydınız ne yapardınız? Hiç düşündünüz mü?

Olup olmadığı bile tartışılırken böyle bir düşünce eminim aklınızın ucundan bile geçmemiştir. Ama size hoş bir hafta sonu bilmecesi. Böylece hayal gücünüzü de çalıştırıp yıldız haritanızdaki Neptün'ü de harekete geçirmiş olursunuz.

Sanırım önce Uzaylılar var mı, yok mu sorgulamasına gireceksiniz. Ama hiç tavsiye etmiyorum. Çünkü, sınırlarını algılayamadığımız uzayda bizlerin üzerinde yaşadığı dünyayı düşünecek olursanız minnacık bir nokta olduğunu anlarsınız. Ve biz yüzümüzü gökyüzüne çevirdiğimiz zaman binlerce dünyayı nasıl ışık noktaları gibi görüyorsak, uzaydan bakıldığında dünyamız da minik bir ışık topu gibi pırıldıyor. Ve de bizim için evrenin merkezini oluşturan bir hayat kaynağı oluyor.

Bildiğimiz bu dünyadan başka yok. Olamaz. Çünkü bilmiyoruz. Bilmediğimizi de yok sayıyoruz. Daima böyle yapıyoruz. Neyse ki birileri 'olabilir' diyor da araştırmaya başlıyor. Nihayetinde keşiflerini açıklıyor ve biz de bilmeye başlıyoruz. Ondan sonra kabul gösteriyoruz.

Şimdi Uzaylılar var mı, yok mu?

Bilmiyoruz. Birileri çıkıp 'Ben Uzaylıları keşfettim. İşte kanıtları!' derse ve başka birileri de 'Evet biz bu kanıtları inceledik ve doğru' derse, biz de bilmiş olacağız ve ondan sonra düşünmeye başlayacağız.

Her nedense, 'düşünmek' dediğimiz eylem hep birilerinin ön düşüncesinin peşinden gidiyor. Yani kendimize özel bir düşünce oluşturamıyoruz. Hep birilerinin düşünmesini bekliyoruz. Onlar düşünüp fikirleri oluşturduktan sonra biz de bunların üzerine düşünmeye başlıyoruz.

Ne var sanki, çok mu zor? Biz de kendi fikirlerimizi oluşturamaz mıyız? Karşılaştığımız olayların üzerinde yoğunlaşamaz mıyız? Araştırıp düşünemez miyiz?

Evet, düşünemeyiz. Çünkü, düşünmeyi unutuyoruz. Çünkü birileri bizim adımıza düşünüyor ve hazırlayıp önümüze koyuyor. Şimdi düşünmeye ne gerek var? Bir de bununla mı uğraşacağız? Onca işin arasında düşünecek vakit mi var?

Peki birilerinin düşünüp hazırlayıp önümüze sunduğu doğru mudur, eğri midir, bize uygun mudur?

Canım, bize mi düştü bunu sorgulamak? Biz ne anlarız? Mutlaka birileri gereken incelemeyi yapmıştır. Biz de kabul edeceğiz pek tabii.

Peki, ya Uzaylılar?

Bizim ülkemizde Uzaylılar kendilerini gösterdiler. Kameraların tesbit etmesine izin verdiler. Şimdi bunun üzerinde de mi, düşünmeyeceğiz?

Türkiye'nin son derece ilginç bir süreç içinde bulunduğu şu günlerde meydana gelen sıradışı olayların üzerinde düşünmeyeceğiz de ne zaman düşüneceğiz?

Şimdi düşünmek zamanı. Hem ülkemizi, hem kendimizi, hem de uzaylıları düşünmeye başlasak iyi olacak. Kimbilir, belki de uzaylılar bizim düşünmemizi sağlamak için buralara kadar gelmişlerdir, kimbilir diyorum diyorum, Yasemin'ce...

Yazarın Tüm Yazıları