Orucun faydaları

Oruç tutmak, bütün kutsal inanç biçimlerinde çeşitli uygulama biçimleriyle karşımıza çıkıyor.

Üstelik sadece insana özel. Hayvanların, bitkilerin ve diğer canlı türlerinin oruç tuttuklarıyla ilgili herhangi bir bilgiyle karşılaş var mı bilmiyorum ama ben henüz karşılaşmadım. Demek ki, insanı diğerlerinden ayıran özel bir uygulama.

Üstelik hem zihinsel, hem fiziksel, hem de ruhsal açıdan insanı geliştiren çok önemli bir yöntem. Şimdi 'özel olan ne var, gün boyu bir şey yemeden durmanın ne çeşit bir özelliği var, günlerce yiyecek bulamadan aç yaşayanlar hayvanlar var' diyebilirsiniz tabii fakat, yanılmış olursunuz. Çünkü oruç tutmak, aç kalmak demek değil. Orucun amacı beden, zihin ve ruhu eğitiyor. Ve kendi üzerinizde bir disiplin kurmanıza yardımcı oluyor.

Oruç tutmaya niyet ederek başlanır. Şayet niyet etmezseniz, o zaman sadece aç kalmış olursunuz. Halbuki bedeniniz ve nefsiniz sizi ne derece zorlarsa zorlasın niyetinizi gerçekleştirmek için büyük bir gayret gösterirsiniz. Böylece bedeninize hakim olurken aynı zamanda zihninizin üzerinde de hakimiyet kurarsınız. Ve iradeniz yükselmeye başlar. Bu sırada kendinizi ve yapabilme gücünüzü keşfedersiniz.

Oruç dönemlerinde bedeninizi alışkanlıklarının dışına çıkartmış olursunuz. Her gün sabah, öğlen ve akşam belli saatlerdeki yemek alışkanlığının dışına çıkmak beyninizi şaşırtır ve algılamanız değişmeye başlar. Tabii orucunuzu açtığınız zaman çok fazla yemekten kaçınmalısınız. Hafif ve bedeninizi fazla yormayacak yemekler tercih etmeli ve ne yaptığınızı bilerek oruç tutmalısınız.

Elbette 'Allah rızası için oruç tutuyorum' diyerek iradenizi güçlendirebilirsiniz. Fakat, aynı zamanda ne yaptığınızı bilerek oruç tutacak olursanız, ruhsal gelişiminizi de başlatmış olursunuz. Üstelik bu uygulamanın sonuçlarını pratik hayatınızın içinde görmeye başlarsınız. Çünkü her işin başında 'niyet' vardır. Şayet siz oruç tutmayı biliyorsanız, niyet etmeyi de öğrenmiş ve niyetinizi gerçekleştirmek için ihtiyacınız olan kararlılığı ve direnci de geliştirmişsiniz, demektir, Yasemin’ce...
Yazarın Tüm Yazıları