Sevinçlerin ve üzüntülerin hayatımızı ele geçirmesine izin vermemeliyiz. Yaşamayı öğrenmeliyiz.
Üzüldüğümüz ya da sevindiğimiz olaylar bizi geliştiren, büyüten ve öğrenmemizi sağlayan çok değerli bilgileri içeriyor fakat kendimizi üzüntüye veya mutluluğa kaptırdığımız zaman yaşadığımız olayın içindeki bilgiyi kavramak ve anlamak mümkün olmaz. Bizi etkileyen olaylar diğerleri gibi yaşantımızın birer parçası olmaktan öteye geçmemeli.
Elbette derinden etkilendiğimiz zaman hemen unutup geçemeyiz. Zaten unutmayı önermiyorum. Sadece anlamaya çalışmak gerektiğini işaret ediyorum. Kendinizi üzüntüye kaptırdığınız zaman anlayamazsınız. Sadece olaya takılı kalırsınız ve o dakikadan itibaren ne çözebilirsiniz, ne de işin içinden çıkabilirsiniz. Hatta üzüntüden hasta bile olabilirsiniz. Ve bu sırada hayat akıp gitmeye devam ederken, siz takılı kaldığınız noktada hayatı kaçırmış olursunuz.
Halbuki ister sevinç, isterse üzüntü yaratan olaylar içinde bulunuyor olalım aynı zamanda başka gerçekleri de birlikte yaşıyoruz. Aslında zıtlıklar bir arada bulunuyor. Kazanç ve kayıplar aynı anda yaşanıyor. Ne kazanca çok fazla sevinmek ne de kayıplar karşısında çok fazla üzülmek gerek. Sadece anlamak gerek.
Bir tarafta ölüm, diğer tarafta ölümsüzlük!
Bir tarafta yüksek şuur, öte yanda şuursuzluk!
Bir tarafta yüce akıl, diğer tarafta akılsızlık! Bütün bunların hepsini içi içe, aynı zamanda, birlikte yaşıyoruz. Fakat sadece birine takılı kaldığımız zaman anlamıyoruz.
Bir tarafta hayatı zerre kadar düşünülmeyen insanlar, diğer tarafta yaşaması imkansız olan çocukları hayata döndüren "genetik devrim"le heyecan uyandıran buluşlar.
Satürn’ün baskısı, Neptün’ün hayalleri, Jüpiter’in birleştirici felsefesi ve aklın sınırlarını zorlayan buluşlarıyla Uranüs, içinde bulunduğumuz bu dönemi tarif ediyor. Savaş ve barış birlikte yaşanıyor.
Bir taraftan yok ediyoruz, öte yandan yaratıyoruz. Ve bütün bunların sonucunda öğreniyoruz. Peki gerçekten öğreniyor muyuz? Aslında bilsek de bilmesek de, anlasak da anlamasak da öğreniyoruz. Takılı kalanlar öğrendiklerini geç fark ediyor; anlamaya çalışanlar ise öğrendiklerinin bilinciyle yaşıyorlar.
Unutulmuş konular gündemde
Bugün Ay, Koç burcunda ve yeni bir işe başlamak için kuvvetli arzular uyandıracak. Ancak Ay’ın küçüldüğü bir dönem olduğu için bugün başlayan işler istenildiği ölçüde verimli olmayabilir. Gizlilik gerektiren konularda çalışmalar yapılabilir fakat duyguların derin ve zayıf olması isteklerin de derinleşmesine neden olacak. Bilinçaltını etkileyen olaylar şimdiye kadar unutulmuş konuların gündeme gelmesine ve alışkanlıkların değişmesine neden olabilir.