Tulumbacılık

İSTANBUL Büyükşehir Belediyesi itfaiye hizmetlerini özelleştirdi.

Çok tartışmalı bir karardı, ama yeterince tartışılmadı.
İlk soru işareti, itfaiye gibi bir kamu hizmetinin, “kar amaçlı” bir politikayla yürütülmesinin yerinde bir karar olup olmadığıyla ilgili.
İkincisi ise, itfaiyecilik işinin özel bir eğitim, uzun süreli bir deneyim gerektirmesinde...
Ayrıca itfaiyecinin sadece başkalarının değil, kendi canını koruma bilgisi/deneyimine sahip olması da şart.
Yapılan “itfaiye ihalesi” ile ilgili iddialar, tartışmalar da sürüyor.
Süreç, yargıya taşınıyor.
Ama oldu-bitti.
* * *
İtfaiye derken...
Kırıkkale’nin Yahşihan İlçesi Irmak Beldesi Belediyesi’ndeki sınav düştü gündeme.
Belediyenin İtfaiye Müdürlüğü’ne 4 personel alınması için sınav açılıyor.
Ardından sonuçlar açıklanıyor.
Alınacak 4 itfaiye eri için açılan sınavı kazananlardan ikisi, Belediye Başkanı Bilal Ağca’nın oğluyla, kayınbiraderi.
Üçüncüsü zabıta memurunun oğlu.
Başkan ortada bir sorun olmadığını, prosedürü uyguladığını savunuyor.
Ve adayların, Türkiye İş Kurumu tarafından gönderildiğini vurguluyor.
İtfaiyede işe alınan dördüncü isim ise Türkiye İş Kurumu Kırıkkale Şube Müdürü’nün kızı.
Beldedekiler Başkan’ın ücret ödeyemediği gerekçesiyle işçi çıkarmasını ama “belediyenin zaten çalışmayan itfaiyesine” 4 personel almasını eleştiriyor.
Ve olmayan itfaiyede, “bayan itfaiyeciyi” de garipsiyorlar.
* * *
İstanbul’da, Başkent’te artık alıştığımız “oldu-bitti”ler, giderek “kurumsallaşmaya” başlıyor.
Ancak böylesi örneklerde, bedeli “can” ile ödenebilir.
“Yangın olur, biz yangına gideriz”, artık çok eski bir İstanbul türküsü.
Tulumbacılar dersen, zaten müzelik.
Yazarın Tüm Yazıları