Paylaş
Denk düştüğünde televizyon programlarını da izlerim. Özellikle Mehmet Yaşin gibi "lezzet seyyahları"nı...
Ama bazısından iştahsız stili nedeniyle "tat" alamam.
Bazısından tam tersi, aşırı "iştahlı" stili nedeniyle...
Bazısı "sığ" yaklaşımıyla, insanı fikir sahibi yapar da, bilgi sahibi yap(a)maz.
Bazısına güven duymam/duyamam. Çünkü Michelinvari (üstelik ehil ya da objektif olmadan) yıldız dağıtır...
Kimi de "icapçı"dır; sahibiyle hoş beş, üç-beş restoran beller, döner döner onu yazar.
* * *
"Restoran yazılarını/yazarlarını" eleştirmek değil derdim.
Ama Ankara Temsilcimiz Metehan Demir, Ankara Hürriyet için farklı bir restoran, lezzet sayfası/tat yazıları önerdiğinde, birlikte bunlar geçti aklımızdan.
Çünkü restoran, lezzet dünyası, uzmanlıktan öte "umman" bir mesele.
Modern Avrupa tarihçisi Rebecca L. Spang "Restoranın İcadı" kitabında, güzel özetler bu durumu:
"Yemek asla tam olarak doyulmayan, tatmin olunamayan ve ertesi gün (hatta ertesi öğün) yeniden doğan bir arzu, ihtiyaçtır."
Ki bu "bitevi" yönü, hem popüler yapar mevzuyu, hem umman, hem de hep güncel...
Ve herkes "tuzu olsun" ister, bu sofrada.
İster ama, fazla tuzlusu tadı bozar, tuzsuzu da tadı eksiltir...
* * *
Bütün bunları göz önüne ve göze alarak, Ankara Hürriyet'te yeni bir pencere açmak istedik.
Ana ilkemiz, tat dünyasına bu pencereden objektif, içtenlikli, ufuklu ve yenilikçi bakabilmek.
Ve biliyoruz ki, tat-tatmin ayrıntıda gizlidir.
Konu restoransa; mönüde, lezzette, bazen çeşitlilikte-bazen "tek çeşit"te, hizmette, mutfakta, ambiyansta, dekorda, park yerinde/vestiyerinde, bazen masa örtüsünde, bazen eksik ya da fazla bir gülümsemede...
Yani sadece "tat"a değil, "stil"e de bakacağız.
Çünkü, Charles Bukowski'den mülhem:
"Stil herşeydir.
Aptalca şeyleri stille yapmak tehlikelidir.
Ama yeni, tehlikeli şeyleri stille yapmak sanattır..."
* * *
"Restoran Hafiyesi", her cuma sizin için "pertavsız"ını, pervasızca Ankara'nın tat dur
aklarına odaklayacak. Kulağına gelen fısıltılara da...
Pervasızca derken, yani çekinmeden, sakınmadan...
Ama yıkıcı değil yapıcı ve elbette hakkaniyetli bir yaklaşımla.
Tat dünyasıyla ilgili bir sürprizimiz daha var.
Eh, o da haftaya...
Paylaş