Sivil namus zaptiyeliği

ON sekiz yaşındaydı Münevver Karabulut.

Haberin Devamı

Öldürüldü, bıçak, testere, satır darbeleriyle...

Bedeninde 30'a yakın kesik varmış, Adli Tıp raporuna göre.

Sonra başladı o "terane".

Önce vücudunda sperm olduğu söylendi.

"Ölmeden önce cinsel ilişki yaşanmış" gibilerinden.

Ardından ortaya çıktı ki, meğer yan masadaki başka bir cesetten bulaşmış spermler.

Bu kez de Münevver'in bir teğmene cep mesajları attığı yansıdı medyaya.

Bazı gazeteler ilk sayfasından büyüttü, hatta manşete taşıdı bu haberi.

Öldürülen genç kızda da "kabahat" arar gibi...

Ve başladı hemen yorumlar:

"Hmmm, demek ki kıskançlık cinayeti, ağır tahrik..."

Sonra genç kızın babasının katil zanlısının ailesinden "helallik" istemesiyle iyice endazesi kaçtı olayın.

Kızına biçtiği değer, "üç milyon euro"...

Haberin Devamı

Her gün başka haber, ama 5 ay geçti, katil ya katillerden iz yok.

* * *

Ankara'daki doğalgaz faciasını hatırlayın.

Yılbaşı'nda 7 genç zehirlendi doğalgazdan.

Öldüler.

Doğalgaz Genel Müdürü, ne dedi olayı duyururken:

"Gençlerin belden yukarıları çıplaktı..."

 

Doğalgazdan sorumlu bürokratın, "Sana ne, üzerine vazife mi?" dedirten bu garip/galiz açıklaması, hemen yalanlandı üstelik.

 

Hem de eve ilk giren çilingir ve emniyet görevlileri tarafından:

"Hayır, gençlerin hepsi giyinikti."

Ve istifa etmek zorunda kaldı Genel Müdür.

* * *

"Töre cinayetleri"nde de sık görüyoruz, ölende "kusur" arayan zihniyeti.

Feci, ötesi genç bir ölümün ardından yapılan böylesi fikir jimnastikleri, ileri/geri yorumlar,"sivil namus zaptiyeliği" tiksindiriyor beni.

Ölenin ardından konuşmak bir yana...

Bir kadının iffetine iftira etmek, yedinci büyük günahtı.

Değil mi?

Yazarın Tüm Yazıları