Paylaş
Ciddi ciddi araştırmaya, içerik analizine, sütun/santime filan zamanım olmasa da, gazetelere baktım.
Sanki bu yıl, gazetelerdeki Sevgililer Günü haberlerinin/köşe yazılarının arazilerinden imar farklı geçti.
Basın, haberleriyle, ilaveleri, özel gazeteleri/dosyalarıyla rengarenk yer ayırdı 14 Şubat'a.
Ama köşelerde eksildi sanki Sevgililer Günü yazıları.
O günü köşesinde, o küçücük arazisinde, tavrı/stili nedeniyle hiç kıymetli bulmayanlar da var.
Okkalı, vahim gündem maddeleri nedeniyle pas geçenler de...
* * *
Pas geçenler elbette, hakkıyla tamam da...
İki farklı 14 Şubat mütefekkirini anlasam da, samimi bulmuyorum.
1. Sevgililer Günü'nü cürmünü unutup paspas eyleyenleri, alengirli bir mevzuya dönüştürenleri. (Dağ tavşana küsmüş, tavşan zıplamış eşinin yanına)
2. Bir yıl boyunca aşktan-şiirden, "mevzu"dan azade olup da, 14 Şubat'da köşesinde kalpler açtıranları, dizeler "copy paste"leyenleri.
Hani, liderlere, gözde politikacılara sorarlar ya:
"Hiç aşık oldunuz mu?"
Konjonktüre göre cevap verir onlar da:
1. Bizimki vatan/millet aşkı.
2. Yarım asırdır aynı yastığa, aynı davaya baş koyduğum karıma.
3. Hışşş, evli değilim ben.
Bu üç yanıttan birine, bir de dize/vecize filan ekledi mi, savuşturur soruyu.
Ya da yakalanır; "aşk"da ya da "meşk"de...
O zaman o susar, medya konuşur.
* * *
Bir arkadaşım Sevgililer Günü'ne "Sevgi Günü" der hep:
"Sevgi günün kutlu olsun..."
Hoş gelir bana bu tanımı, anlarım.
Başbaşa bir günden çıkarır/çoğaltır ve yayar sevgiyi söylemiyle, yeniden tanımlar.
Başbaşa bir masadaki mumun aydınlığı boş olmasa da loştur sanki ona; kilise midir, tapınak mıdır arzusu, aşkın fener alayı mı yoksa?
Ama onlarca mum yanyana...
Ki zaten, "sevgi"ye kabiliyetin, meşrebin olsun, "li"si varsa da, yoksa da (y)amacında...
* * *
Merak ediyorum, "sevgi"ye, barışa teşne olmayan liderlerin, politikacıların, generallerin, iktidarın, muhalefetin aşklarını...
Tasarlayamıyorum, çekiç ritmiyle rap rap/zapturapt bu ortamda.
Ama ben zaten köşe değil, "mahalle" yazarıyım.
Ve arkadaşımın dediği anlamda, yani "sevgi" ise asıl mesele, "bizim mahalle"de pas da geçmem, paspas da...
Tek geçerim!
Paylaş