Oldu bittiye getirilmemeli

TREN garları, her zaman, her kentin en önemli simgelerinden birisidir.

Kent tarihinin, kent dokusunun ayrılmaz parçasıdır. Hele Ankara Garı.

Kurtuluş Savaşı’nın, Cumhuriyet’in, Başkent’in tarihini yaşatan ana yapılardan, mekanlardan birisi...

Cumhuriyet’in hafıza mekanıdır.

* * *

Atatürk’
ün Ankara’daki ilk evidir aynı zamanda.

Türkiye Cumhuriyeti için 1920-1922 yılları arasında alınan hayati kararların mekanıdır.

Hükümetin merkezidir.

Öyle ki, 23 Nisan 1920’de TBMM’nin oluşturulması ve o günün her yıl Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutlanması kararı da Gar’da alınmıştır.

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım o nedenle Ankara Garı’nda "vefa randevusu" düzenlemiştir.

Ve etkinliğin nedenini şöyle özetlemiştir:

"Büyük Önder Atatürk’ün evi bugüne kadar belki de tam olarak Ankaralılara tanıtılamadı.

Müze haline getirilen bu ev, yıllarca tarihe tanıklık etti.

Bu bayram vesilesiyle çocuklarımızın
Atatürk’ün demiryollarına ve çocuklarımıza verdiği önemi bir kez daha vurgulamak istedik..."

* * *

Gar, mütevazı ama tarihi meydanıyla da çok önemlidir artık.

Kızılay, Tandoğan, Ulus, Opera, İtfaiye, Zafer, Sıhhiye meydanlarının yok olmasının ardından, bir tarih kuytusu.

Gar, Paraşüt Kulesi, Gençlik Parkı ve Gar Gazinosu ile bir bütündür.

Kentin kimliğinin ana fotoğrafların birisi...

* * *

Ankara Garı’nın önüne köprülü kavşak yapılması her yönden tartışmalıdır.

Ve tartışılmalıdır.

Ayrılığın değil buluşmanın mekanı olmalıdır.

Cumhuriyet Başkenti’nin simgesi olan Ankara Garı, eski bir fotoğraftan oyulup bir köşeye yerleştirilmiş hüzünlü bir hatıraya dönüşmemelidir.
Yazarın Tüm Yazıları