Paylaş
Bir çekişme, bir münazara gidiyor yine.
Yerelde “barış” hiç olmadı Ankara’da.
Hadi barış büyük olay, varolan koşullarda yutulamayacak lokma diyelim, iletişim, karşıdakini dinleme, diyalog filan da hak getire...
Başta Büyükşehir’in kalın-yüksek duvarları olmak üzere, Başkent’te belediyeler ve başkanları arasında süregelen çekişmeler, eskilerden Akdenizli bir öyküyü hatırlatıyor bana...
* * *
Po nehri vadisinde doğanlar, bir demir külçesi kadar katıdır.
Vadidedeki köyün papazı Don Camillo ile belediye başkanı Peppone gibi.
Aralarındaki ezeli rekabet, belediye başkanının köy meydanına ikinci bir saat asmasıyla alevlenir. Hem de kilisenin çan kulesindeki, papazın astığı eski saatin hemen yanına...
Toplanır kalabalık ve yanyana duran iki saate bakar.
Tam o sırada yeni saat, 10.00’u vurur. Saatin ‘ding dong’ları biter bitmez, kilisenin saati başlar bu kez de çalmaya.
Don Camillo, “Fevkalade bir saat, ama iki dakika ileri” der.
Peppone omuz silker, huzursuzluğunu gizlemeye çalışarak:
“Biri çıksa da, size saatinizin iki dakika geri olduğunu söylese.”
Öfkesini bastırmaya çalışan Don Camillo, “Benim saatim 40 yıldan beri saniye şaşmamıştır. Belediye binasına yeni bir saat almak için, halkın parasını çarçur etmenin hiçbir yararı yoktur” karşılığını verir.
Başkan Peppone’nin boyun damarları ip gibi kabarır:
“Sen zamanı tekeline almak istediğin için kızıyorsun. Zaman yalnız kiliseye ait değildir. Halka da aittir o!”...
* * *
Yeni saat çeyreği çalar ve meydanı ölümcül bir sessizlik kaplar.
Don Camillo’nun meydan okuyan sesi duyulur:
“Eskisinden de yanlış, şimdi iki buçuk dakika ileri...”
Meydanda toplanan ahali, ceplerinden saatlerini çıkartıp tartışmaya başlar. Saatler iki dakika arayla 10.30’u çaldığında, kalabalık ikiye bölünmüştür bile.
Kimi “Kilisenin saati doğru” der inatla, kimi diretir, “Hayır belediyeninki”...
Kalabalıktan birisi elindeki sopayı sallarken, olağanüstü bir şey olur. Hem eski, hem de yeni saat birlikte on biri vurmaya başlar, on bir kez...
Bir uyum içinde...
Kalabalık o an dağılır. Köstekli saatler ceplerdeki yerini alır.
Satıcılar tezgahlarına, memurlar belediyeye, Don Camillo kiliseye döner.
* * *
İtalyan mizah yazarı, Giovanni Guareschi’nin bir öyküsü bu.
Çağdaş bir masal.
Ki masalda gerçek aranmaz, “mesel”in anlamına varılır sadece...
Paylaş