Masal

PADİŞAH emsalsiz, çok değerli bir elmasa sahipmiş.

Bir gün o elması boynuna asmaya karar vermiş. Çağırmış sadrazamı:
“Tez bu elmasın ortasına bir delik deldirile ve o delikten bir zincir geçirile.
Elması delerken, taşa en ufak bir zarar gelirse, yapan ustanın boynu vurula...”
Her yanına haber salınmış ülkenin. Yüzlerce kuyumcu ustası ile konuşulmuş.
Ancak kimse bu emsalsiz elması delmeye cesaret edememiş. Herkes elmasa bir zarar geleceğinden korkuyormuş.
Günler, aylar geçmiş. Bu işi yapacak bir tek usta bulamamışlar koca ülkede.
* * *
Günün birinde yolu bir hana düşmüş sadrazamın.
Cebindeki elması orada da göstermiş, son bir umutla.
Masasına 12 yaşında bir çocuk yanaşmış, “Ben delerim o taşı”...
Sadrazam bir çocuğa bakmış, bir de elmasa. Başka çaresi olmadığı için uzatmış elması çocuğa.
Çocuk aletlerini almış ve tek vuruşla delmiş elması.
Sadrazam şaşkınlıkla sormuş:
“Bu kadar kolay mıydı bu taşı delmek?”
Diğer masada oturan kuyumcu ustası yanıtlamış sadrazamı:
“O çocuk, o taşın o kadar değerli olduğunu bilmiyordu ki.”
* * *
İzmir Bergama’daki Allianoi antik kentinin üzerine baraj yapılması meselesi, oradaki 2 bin yıllık tarihi eserlere birilerinin “iki gavur taşı” dediği rivayeti, bu “masal”ı getirdi aklıma.
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu sadece “Allianoi’nin korunması gerektiğine dair alınan hukuk kararının uygulanmıyor olmasına çok üzüldüm” diyen Tarkan’a çok kızmış:
“Sanatçı arkadaş sanatıyla ilgilensin. Herkes herşeye burnunu sokmasın...”
Bakan Eroğlu inşaat mühendisliğinin üstüne, biyografisine göre “tarihe ayrı bir merakı” nedeniyle “İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü’nde tahsil görmüş”. Bu nedenle bilmesi gerekir:
Sanat da, sanatçı da tarih boyunca toplumu, toplumsal hayatı/mirası ilgilendiren her uygulamaya, “burun sokar”.
Hele ki konu, tarihi “eser”lerse...
Ama sanata, sanatçının tepkisine burun sokarsanız, tarihe ya “masal/kıssadan hisse” babında mevzu olursunuz, ya da “hicviyyat”a...
Yazarın Tüm Yazıları