Masaya anahtarlarını koyduBakır kaseye çiçekleri..." />Masaya anahtarlarını koyduBakır kaseye çiçekleri..." />

Masada bir yıl

Haberin Devamı

“ADAM yaşama sevinci içinde

Masaya anahtarlarını koydu

Bakır kaseye çiçekleri koydu

Sütünü yumurtasını koydu

Pencereden gelen ışığı koydu

Bisiklet sesini çıkrık sesini

Ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu

Adam masaya

Aklında olup bitenleri koydu

Ne yapmak istiyordu hayatta

İşte onu koydu

Kimi seviyordu kimi sevmiyordu

Adam masaya onları da koydu

Üç kere üç dokuz ederdi

Adam koydu masaya dokuzu

Pencere yanındaydı gökyüzü yanında

Uzandı masaya sonsuzu koydu

Bir bira içmek istiyordu kaç gündür

Masaya biranın dökülüşünü koydu

Uykusunu koydu uyanıklığını koydu

Tokluğunu açlığını koydu.

* * *

Masa da masaymış ha

Bana mısın demedi bu kadar yüke

Bir iki sallandı durdu

Adam ha babam koyuyordu.”

* * *

Edip Cansever’in masası yukarıda da...

Haberin Devamı

Bir yıl boyunca biz neler koyduk, “masa”lara.

Neler geldi geçti, ne kelimeler, cümleler, siluetler.

Bazen geldi geçmedi, bazen hiç gelmedi.

Ofiste çalışma masasından, evde yemek masasından, çilingir sofrasından, bazen dizdize küçük bir “fiskos” sehpasından...

Ne masalar, ne masallar. Ne aşklar, ne ayrılıklar. Ve ne ihtimaller.

Kimi ağırlığını, yumruğunu, varlığını koydu masaya, aradı hakkını. Demokrasi, barış, eşitlik, iş, ekmek, özgürlük aşkına!

Kimi “evcilik”, masanın altında...

Uzun ya da kısa metraj, hepsi ayrı film karesi.

Yıl da ne yılmış ha, masa da ne masa.

 

 

Yazarın Tüm Yazıları