Paylaş
En kullanışlılarından birisi de test şüphesiz. Hepsinin şıkları, birbirinden şık...
Son yazımda bu mevzuya değinmiştim biraz. Meftunu olmayan üzerine alınmasın.
Lâkin beğeni arenasına adım atarken asıl soru, “Nasıl biri olmalıyım ki, beğenilebileyim” meselesi...
Ki bu borsa da, konuya “içeriden” vakıf olmayı (insider trading) gerektiriyor.
* * *
Hiç dert değil.
“Sosyal medyada nasıl popüler olursunuz”dan, “tık sayısı”nın fevkaladenin fevkinde arttırılmasının ipuçlarına kadar, her şey orada...
Şöhrete giden yola sapın, kılavuzunuz karga olsa ne gam.
Fenomen olamazsanız, formen, hiç olmadı menemen olursunuz.
Sizin de elbet müşteriniz çıkar.
Yeter ki, aklınız-fikriniz referans grubunuzun kutsal kasesini taşırmasın.
* * *
O kasede herşey var.
Önce en genel anlamıyla siyaseten, idareten nasıl bir reaktör (yakıt olarak çevresindeki havayı kullanan ve tepkiyle çalışan iki ucu açık boru biçiminde itici) olacağınızı belirlemeniz gerek.
Hakikaten öyle olmanız da gerekmez.
Mesele “görünürlük”se, ekranda öyle görünüverirsiniz olur-biter.
* * *
Gelelim detaylara...
Kağıttı-dijitaldi medyadaki köşeler, her biri ayrı bir kürsü, her köşede ayrı bir ünite.
Bu “akademi”ye erkek öğrencileri de alıyorlar yavaş yavaş ama kadınsanız zaten yaşadınız.
Bir uzman, bir “erkek”le (onun da tarifi var) ilk buluşmada nasıl giyinmeniz gerektiğini, ne konuşacağınızı, neleri sormanız, nasıl oturup-kalkmanız gerektiğini, hatta neler yiyeceğinizi anlatır:
“Aman ilk buluşmada yengeç, ıstakoz yemeyin kabuk kırıp ayıklamaktan, ‘ceviz kırmak’a vakit bulamazsınız...”
* * *
“Erkek”inizin sizi gerçekten sevip sevmediğini, çatal mıdır iç içe uygun kaşık mıdırını da köşelerden öğrenebilirsiniz.
Mesela, aşık erkek, ilkokulda saçınızı çeken çocuğun büyümüş hâli olabilir. Gözlerini size dikip, sizi kolunuzdan sağa-sola çekiştiriyorsa vardır derinlerde bir şeyler.
İşler, muradına erilen-kerevetine çıkılan minvalde gitmez de, Allah saklasın sizi aldatırsa, bunun ipuçlarını, sizi aldattığını nasıl anlayacağınızı da yazar uzmanlar. (Aldatma testini firesiz geçmek, "şüpheli" sınıfından sıyrılmak, ÖSYM’den zordur söyleyeyim)
Sonra da “Dert Köşesi”nde gazınızı alır:
“Kızım otur, erkektir geçer”...
Üstüne terapi de magazin haberlerinde:
“O güzelim Angelina Jolie’yi, Demi Moore’u, Julia Roberts’i, Jenifer Lopez’i bile eşleri aldatmış...”
* * *
Bazı köşeler zaten hap gibidir...
“Nelerden hoşlandığınızı, nelere ihtiyaç duyduğunuzu, bunları nasıl sağlayacağınızı, sonuçta nasıl biri olmanız gerektiğini belirledik, size uygun nasihatlerimizle birlikte bu köşeyi hazırladık. İş işinden, ev işinden artakalan zamanlarınızda okuyunuz, popülarite aşkına...” misali.
Popülaritenin dayanılmaz cazibesi, bir tık uzağımızdadır.
Okuruz, likelarız, paylaşırız biz de...
Ne yapalım? Derleriz ihtiyacımız olan bilgileri o köşeden-bu köşeden, paylaşıp, çoğaltırız yaygın eğitim adına.
Hem inanmayıp da n'apacaksın:
“Bu köşe yaz köşesi, şu köşe kış köşesi, ortada su şişesi...”
Paylaş