Paylaş
İlgim, bilgim, takibim filan da hak getire...
Ama içimden ya da bir an yakalandığım dışımdan (TV ekranından) geldi. Yazacağım...
“Yetenek Sizsiniz” programının finalini, çay ve ihtiyaç molaları haricinde (ki, bazen uzun sürebiliyor) izledim.
İlk ekran aldığında o programın adı bana bir kelime oyunu gibi gelmişti.
“Yetenek Sizsiniz” diye de okunur o çağrı, iki kelime arasında “es” vermezsiniz, sonuçta “yeteneksizsiniz, yani bi ota/bota yaramazsınız” diye de gelebilir telaffuzu...
*
“Yetenek” nedir, ne değildir konusunda ahkam kesmek istemem ama... (Mesela ben sigaramın dumanıyla halka çıkartabiliyorum)
Finale giden yolda “Kafkas Kartalları”, dönemini “ilk” olması nedeniyle dolduran ve gelip geçen Komedi Dans Üçlüsü’nün eline -bence- su dökemeyecek itiş-kakış bir “komedi” grubu, bana çocukluğumdaki sihirbazları ve şovlarıyla o dönemin cambazlarını hatırlatmaktan öteye fazla gideyemen “illüzyon ekibi” ve her köpek kadar güzel ve duygulu Max ve Tarçın’ın birbirinden sevimli/sevgili (sevgi mesajlı) sahipleri öne çıktı.
Ki o sihirbaz kumpanyasının yaptığı numaralardan birini, o “itiş-kakış komedi grubu” sanki inadına yaptı...
Artık AVM’lerden bile elde edilebilecek “sihirli kafes”e giren adama, kılıçlar filan saplandı, yok oldu, sonra geri geldi.
Hayret!
Biz o gösteriden, iki ölü, dört yaralı bekliyorduk.
*
Ardından muhteşem finale Kafkas Kartalları ile Ali ve Max kaldı. (Ki, 10 yıl önce olsa, ben o anı/şanıyla muhteşem yüzyılı bu yüzyıla taşıyan mehteranı da, tek geçebilirdim seyirci oylarını hesaba katarak)
Yazımın başlangıcındaki, “yetenek nedir, ne değildir konusunda ahkam kesmek istemem ama” cümlemi copy-paste yapayım yeniden.
Allasen söyleyin, bir Kafkas oyunları ekibinin, bir Mehter Takımı’nın böylesi bir programda yıllardır yaptığı “iş”i sergilemesi bu programın formatı açısından yetenek midir, yoksa o ekiplerin zaten görevi, işi, kadrosu, gündelik mesaisi mi...
Sakın yanlış anlaşılmasın.
Elbet, bir halk oyununu kusursuz, hatta mükemmel sergilemek bir yetenektir.
Ancak işi, hayatı, hevesi , mesaisi ve bütün bunların üzerine kurulu “yeteneği” zaten bu o camianın.
Hani, “Kafkas Kartalları”nın o gerçekten güzel gösterilerini, Hülya abla gibi hemen herşeyi hayret verici bulan ve herşeyi sadece kendi meşrebince seven/sevmeyen Sergen kardeşten öte, ip üstünde yapmalarını da beklemiyorum.
Ama mehter takımı, yıllardır mehter takımı zaten.
Kafkas oyun ekibi, yıllardır öyle başarılı...
*
Meramımı anlatabildim mi bilemiyorum.
Bizim de yıllardır yaza yaza, konuşup anlatma yeteneğimizi yitirmiş olmamız çok mümkündür.
Ama, finalde 51 kişilik Kafkas Kartalları’na karşı, Max’in ve onu çok seven sahibi Ali’nin ipi göğüslemesini sevdim.
Çünkü köpeklerde kibir yoktur.
Paylaş