Paylaş
Birisi, bugün duyurduğumuz, yeni “Kent Hafızası” sayfamız.
Bu sayfayı gerekli gördük kent için, kentsel farkındalık için...
Manşetimize de, Zuhal Olcay’ın hem sitemkar, hem de asi yorumuyla söylediği şarkının nakaratını yerleştirdik:
“Unutulmaz denen günler, unutulur unutulur
Bu hayat böyledir dostum /Yaşanan gün mazi olur
Kalbini dağlayan yangın /Yavaş yavaş küle döner
Unutulur unutulur unutulur unutulur...”
Niyetimiz kent hafızasını diri tutmak, “hafıza mekanları”nı korumak, ötesi yenilerini yaratmak.
“Yeni hafıza mekanları” deyince de, yazımı yaratan ikinci haber çıkıyor ortaya.
Bilkent Üniversitesi’nin, Türk edebiyatının en önemli yazarlarından Bilge Karasu’nun doğumunun 80, ölümünün 15. yılında düzenleyeceği uluslararası sempozyum.
İşte “hafıza” ve “mekan”ı, tam bu noktada giriyor devreye.
Adı kuruluşunda Çevre Sokak’tı.
Sonra Üsküp Caddesi oldu, kentsel belleğimizi hiçe sayarak.
Biz de oraya yamanan yeni ismi hiçe saydık. Bir çok Ankaralı o sokağı hala -benim gibi- ilk ismiyle anar.
Çevre ve And Sokak arasındaki Nilgün Sokak’ı geçen yıl bana Sedat Örsel hatırlattı.
Felsefeci, yazar Bilge Karasu yıllarca o sokakta, küçük bir bodrum katında yaşadı.
Örsel de yıllarca o sokağa Karasu’nun isminin verilmesi için çaba gösterdi.
Ama ol(a)madı...
Tam zamanıdır.
Çankaya Belediyesi’nin, Ankara için büyük önem taşıdığına inandığım “Her sokak bir tarihtir” projesi için de...
Tam zamanı.
Sokak isimlerini değiştirme yetkisi Büyükşehir’de. Ama o yetkinin bugüne kadar makul bir şekilde kullanıldığına pek rastlamadım.
O sokağa Karasu’nun ismi bu mevzuat nedeniyle verilemese de, oraya bir “tarihi kimlik” levhası yerleştirilebilir.
Ve Karasu’nun orada yaşadığı kent hafızasına, bir “hafıza mekanı” olarak kaydedilebilir.
Bu kentte, o bodrum katında -aldığı edebiyat ödülleri dışında- armağansız yaşamış bir yazara, gecikmiş bir doğumgünü hediyesi de olur.
Doğumunun 80. yılında...
Paylaş