PARKTA oynayan çocukları, “Kahkahaları beni rahatsız ediyor” diyerekten polise “ihbar” eden zat ile, o ihbarı muteber bulup çocukları gözaltına alan polisi yazmıştım dün.
Aklıma, hala filmleriyle güldüren “Kahkahalar Kralı” düştü bugün. Kemal Sunal, ardında yaşamınca ilke edindiğini vurguladığı şu sözü bıraktı: “Çocuklar benim yüzümden ağlamasın.”
Ama biz çocuğun ağlayanına alışkınız, hatta öyle severiz ki, ağlayan çocuk posteriyle donatırız heryeri. Kahkaha yerine asık suratlı deyimler-deyişler ile doludur kültürümüz. “Karı gibi gülme” lafı, delikanlılık raconu olmuştur yıllarca. Ya da, “Fahişeliğin 10 çeşidi vardır, 9’u gülmeyle ilgilidir” teşhisi! Öyle ki bazı ‘ilahiyatçı’lar, kahkahayı “ses zinası” sayar. Ve kahkahadan kırılırken insanlar, bir bakarsınız kahkaha kalp kırmış.
Uzun yıllar önce izlediğim bir film vardı, Quest for Fire... Eskiden yazmıştım. ‘Ateşi aramak’ adıyla gösterilmişti uzun yıllar önce, Fransız Kültür’de. Jean Jacques Annaud’nun yönettiği, 1981 yapımı, belgesel tadında bir film. Filmde, farklı gelişmişlik düzeyinde üç ilkel topluluk anlatılıyordu. Toplulukları sınıflandıran ölçüt ise, ‘ateş’ karşısındaki konumlarıydı. En gelişmişi, ateş yakmasını bilenlerdi. Daha az gelişmiş olanı ise, ateşi saklayabilenler. Yıldırım düşen ağaçtaki ateşi mağaralarına taşıyan ve sürekli besleyerek, başında sırayla nöbet bekleyerek, söndürmeden saklayan toplum. En ilkeli ise ateşi baskınla, ‘çalarak’ elde eden barbarlardı. Bir gün barbarlar, diğer grubun sakladığı ateşi çaldılar mağaradan. Ve bir grup genç, barbarlara kaptırdıkları ateşi aramaya çıktı. Sonunda karşılaştılar, tanıştılar ateş yakmayı bilenlerle. Ve onlardan ateş yakmanın yanısıra ateş kadar sıcak, o denli değerli iki şey daha öğrendiler: Gülmeyi ve öpüşmeyi...
Gülümseme bir medeniyet ölçütüdür. Kahkaha, 21. yüzyılın ihtiyaç duyduğu tek senfonidir. Ve çocuk kahkahası gürültü kirliliği değil, hepimizin farklı ölçülerde yitirdiği gönül berraklığıdır. Uzmanlar araştırmış. Bir yetişkin, normal şartlarda günde ortalama 15 kez gülümsüyormuş. Bir çocuk ise 400 kez... Yeniden öğrenmenin zamanıdır artık.