ÖNCEKİ gün “yeni” kentlerde en büyük mücadelelerden birisinin, “standardizasyon” cephesinde geçeceği görüşüne değinmiştim.
Murat Belge’nin Samatya’ya tüy diken eski fener şeklindeki sokak lambası, köşelere yerleştirilen saksısı, dış cephe badanası ile özetlediği standardizasyona... Yani kentlerde estetiği bozan bir şeyleri “düzeltirken”, neredeyse tüm şehri aynılaştırma meselesi. Belge belki de İstanbul’un “estetik ve aynılaştırma mucitliği” faslında Ankara’nın gerisinde kalması nedeniyle (ki İstanbul’u sadece tek alanda, yerel zihni-sinir projeleri ile açık ara geride bırakırız), bir-iki örnek verdi. Biz Ankara’dan çoğaltalım.
Bir kere biz öyle bir-iki saksıyla geçiştirmeyiz, dönüştürmeyi. İthal ağaçlar getiririz, milyon milyon. Kurusa da ne gam, yıllar sonra yerine yerlisini dikeriz. Hem bizde saksı sokakta olmaz, makama koyarız. Bizi öyle Samatya’da bir tane eski/Osmanlı feneri kisvesinde sokak lambası da kesmez. Atatürk Bulvarı’nın kaldırımını bir karışa indirip, onlarcasını üç modelden seçmeli “referandum” ile dikeriz. Sizin fenerinizin cürmüne gülüp, Tandoğan’a yerleştiririz King Kong’un “Çinili Çaydanlığı”nı... Cinnah alt geçidini fayanslarız, kuğu desenleriyle. Kuğulu Park ortada el kadar kalmış, ne gam...
“Su”yu abartırız biraz, mazur görün denizimiz yok. “Sulukule”niz bizim yanımızda, kurak kalır. Her kavşağa fıskiye yerleştiririz. Ki, sokak çocuklarının dörtte biri oradan geçinsin: “Abi, fıskiyenin ön cama fışkırttığı damlacıkları sileyim mi”... Avrupa’nın en büyük fıskiyesini dikeriz, inatlaşırsanız. Fıslamasa da, dinozor iskeleti gibi yatar Gölbaşı’nda... Gölbaşı’ndaki hezimet moralimizi bozmaz. bu kez Gençlik Parkı’na en büyük, 10 milyonluk yanar-döner fıskiye için halk oylaması yaparız. Demokrasi fışkırır bu kentin her fıskiyesinden... Siz ikinci havaalanını açın, biz Hıdırlıktepe’ye rötarsız, biletsiz Boeing hayal ederiz. Siz Gülhane Parkı’nı adam edin, biz bakım gerektirmeyen peluş hayvanat bahçesi ile size yine ense gösteririz. En yüksek bayrak direği de bizdeydi, siz de heves etmeseniz. En çok ödülü de biz aldık, söylesenize artık hep beraber: “Peki peki anladık /Her şeyden sen anlarsın /Sen neymişsin be abi...”
Hem Samatya’da dış cephe badanası ne ki. Biz bir önceki dönem Pursaklar, Keçiören tüm dış cepheleri kilimledik. Baktık kakafoni olmuş, ne gam yeniden giydiririz. Yarın devam edeceğim.