Paylaş
Her ölüm erkendir ama o çok zamansız gitti; 18 Nisan'da 3 yıl olacak hayata veda edeli...
Onu, projelerini, farklı yerel yönetim anlayışını düşünürken, mimar Kadri Atabaş'ın iletisi geldi.
Atabaş hem Dalokay, hem de Dinçer ile çalıştığı için o dönemlerin bizzat tanığı.
Dalokay'ın yerel yönetimde zihniyet devrimi yaptığını, yerel yönetim tarihinde yön değiştirdiğini vurguluyor.
"Yerel"e dayalı temsil, karar ve yaptırım gücünü öne çıkardığını...
* * *
Dalokay'dan sonra Ankara'nın yönetimine gelen Dinçer ise, 12 Eylül darbesi nedeniyle 3 yıl bile yapamadı belediye başkanlığını...
Hemen gözaltına alındı.
Ama projeleriyle, hala yaşıyor.
Atabaş, Dinçer döneminde hayata geçirilen Batıkent projesinin, Sakarya ve İzmir Caddesi yaya bölgelerinin, Abdi İpekçi Parkı'nın genel koordinatörü.
İlk, kitlesel sivil toplum örgütlerinden Kent Koop da o dönemin ürünü.
Çöp projeleri, atık kağıtlardan bastırılıp, bedava dağıtılan 1 milyon çocuk kitabı da...
* * *
Ya toplu ulaşım?
Aynı dönemde, Beşevler-Dikimevi arasında Otobüs Özel Yolu da hayata geçiriliyor.
Devlet memurlarının servisleri kaldırılıp, araçlar toplu taşıma için kullanılıyor.
Metrobüsün atası körüklü otobüsler de o günün uygulaması.
Sadece ana duraklarda duran, ekspres otobüsler de...
Ve bunlar el yordamıyla değil, bilimsel, planlı bir yaklaşımla yapılıyor.
Yerli yabancı uzmanların, akademisyenlerin, meslek odalarının, hukukçuların katılımıyla iki kez Toplutaşım Kongresi düzenleniyor.
Yani artık unutulan, katılımcı bir yaklaşımla...
Dinçer kimsenin hayalini bile kuramadığı metroyu, ta o yıllarda, 33 yıl önce öngörüyor.
İlk kazının başlamasıyla muhalefet kafayı da, lakabı da takıyor Ali Dinçer'e:
"Çukur Ali"...
* * *
Bugün bir düşünün, hazin değil mi...
Paylaş