Hatayla karışık

“SEVERİM her güzeli senden eserdir diyerek
Ah, koklarım goncaları sen gibi terdir diyerek
Çekerim sineye her cevr’i kaderdir diyerek
Yanarım ömrüme vallahi hederdir diyerek...”

* * *
Sadri Alışık, eşi Çolpan İlhan’a söylermiş, Lemi Atlı’nın bu hicaz şarkısını...
Tam 15 yıl önce, 18 Mart’da verdi selamı, ayrıldı dünyadan.
Dost Kitabevi yayınlarından çıkan “Kahkaha ve Hüzün: Sadri Alışık”ı okuyorum.
Kadim dostu Ayhan Işık ölünce iyice çoğaltmış, rakıyı ve Sipahi sigarasını...
Bedeli 10 yıl sonra, Karaciğer nakli...
Beş yıl idare etmiş “emanet” karaciğerle.
Herkes vurgunu “kara”sından beklerken, akciğerden gelmiş.
Üşütmüş biryerlerde, toparlayamamış bir daha, atlatamamış bronşiti.
Hürriyet’ten baktım o günün manşetine:
“Turist Ömer cennette...”
* * *
Çocukken Bahçelievler’de ailecek gidilen Zevkli Sinema’da, en çok onun filmleri cezbederdi bizi.
Şoför Ali, Balıkçı Ahmet, Turist Ömer, Ofsayt Osman, İstanbul efendisi Haşmet İbriktaroğlu...
Büyüyünce fark ettim.
Bilmem kaçıncı sınıf senaryolara mahkum olsa da, Sait Faik’in “Çok sevdim be abi” hikayelerinin seslendirilmiş, perdedeki haliydi aslında.
Şakayla karışık, ama hüzün had safhada:
“Uzun hikaye abi.
Bütün bi ömür sabahları evden çıkarken karısının boynuna sarılan, akşama eve milyoner gireceğim diye hayaller kuran, sonra gün kararırken meyhane köşesinde rüyasını cilalayan, yenik bir adamın hikayesi benim hikayem.”
“Jön” değil, hataları sevdiren adamdı...
* * *
Söylediği şarkılar gibi, vedası da hicazkar:
“Bir sabah uyandığınızda, beni bulamayacaksınız.
Bir hicaz şarkı, rüzgar olacak denizlerinizde
Üşüyeceksiniz...”
Yazarın Tüm Yazıları