Paylaş
Daha çok tartışılır.
Her şey değişir elbette ve "değişmeyen tek şey, değişmenin kendisidir".
Ama bir spekülasyon yapalım. Toplumsal yaşamımızda değişmeyen tek şey nedir?
Ezber...
* * *
Ezbere bayılırız biz.
Ezber eğitimimizde de vardır. Kamuda da...
Yıllarca ehliyet almak için neler ezberlemedik.
Ehliyet sınavına kelime-i şahadet getirir gibi "Motorlu taşıt, müteharrik makine veya lastik tekerlekli traktörlerin karayolları üzerindeki seyrüseferine" dair dev paragrafları mırıldanarak girdik.
O nedenle "ezber bozmak" kavramı, bizde devrimci bir cümledir.
* * *
Ya inancımızdaki ezber?
Anlamını hiç bilmediğimiz dualar okuruz sevdiklerimizin ardından.
Ezbere uğurlarız onları.
Ezbere yalvarırız tanrıya, dar durumlarda.
* * *
Ve duygularımızdaki ezberler?
Bir kız çocuğu İstiklal Marşı'nın 10 kıtasını ezberler, tüm kanalların yayın akışı değişir.
Bir alkış, bir gözyaşı.
Uluslarası Türkçe Olimpiyatı düzenleriz.
83 ülkeden çocuklar getirip, tiratlarıyla, ezberledikleri şiirlerle gözyaşı dökeriz.
Ukraynalı bir çocuk, dili döndüğünce hatmettiği bir şiiri okur.
Şiirleri hiç duyulmamış bir şair, zevata iç çektiren o sıradan dizeleriyle bir anda "haftalık meşhurlar olimpiyatı"nda kürsüye yerleşir.
* * *
Ezber herşeyimizdir bizim.
"Ezbere biliyor" deriz, birisini övmek için.
Ezberlerken, anlamış mı umurumuzda değildir.
"Sular, seller" gibi ezberleriz şiirleri, duyguları, tavır, tutum ve davranışları.
Sel gitmiş, sular çekilmiş, geriye ot bitmez bir kum kalmış, ne gam.
Paylaş