SABAH Gazetesi’nin deneyimli muhabiri Ahmet Köprülü’nün haberinden okudum.
Türkiye Gönüllü Eğitimciler Derneği (TÜGED) Başkanı, Kırıkkale Üniversitesi öğretim üyesi İbrahim Erdoğan, devletin “evlilik-aile okulları” açmasını istiyor. Ve evlilik eğitimi almayanlara evlenme izni verilmemesini... Önce diploma/sertifika sonra nikah cüzdanı yani. * * * Yrd. Doç. Dr. Erdoğan Türkiye’de aile yapısının erozyona uğradığını, boşanmaların arttığını vurguluyor. Ve sorunu “evlilik eğitimi”nin çözeceğini... Örneği de Japonya’dan veriyor. “Japonya’da 2 veya 4 yıllık okullarda okuyan genç kızlar ev ekonomisi, aile geçimi, sevgi, saygı, hoşgörü gibi eğitimler alıyor...” Japonya’da gelenekler ve kadın hakları, evlilikte işbölümü, paylaşım/özgürlük/eşitlik alanları bir yana, örnek gösterdiği eğitim sadece genç kızlara veriliyor. Hanım-hanımcık bir eğitim programı, yani. * * * TÜGED’in web sayfasına bakıyorum. Mamak Evlilik Okulu vermiş ilk mezunlarını. Pursaklar Aile Okulu da ilk mezunlarına sertifikalarını dağıtmış: Mezunlar, “40 bayan”... Evli-evsiz, bekar-sakar eğitim şart da... Herkese şart. * * * Erdoğan “evlilik okulu”nu savunurken, “Ehliyeti olmayan araba sürebilir mi” diye soruyor. Doğru da... Türkiye’de direksiyona kim geçiyor. “Araba” kimin? Ve koltukları kim, kaç zevceyle dörtlüyor. Boşanma istatistiklerinde, daha çok arabayı kim şarampole sürüklüyor. Ya, direksiyonu, “aile içi şiddet”e çeviren, yaralanmalı-ölümlü “kaza”lara yol açan? Okulun devamsızları, değil mi? * * * “Evlilik okulu”, kadınlara “üç kuruşla mutfak ekonomisi”, “tahammül/tevekkül”, “ermiş hoşgörüsü” kazandıracaksa o başka bir şey. Yok erkekleri de kapsayan bir tedrisatsa... Üç-beş ayla olmaz. Sekiz yıllık kesintisiz eğitim şart! Elbette başlangıç için...