Dikkati dağılan kim dağılan ne

Haberin Devamı

HABERİNİ geçen gün okudum.

Kamyon şoförleri yasaklanmasına rağmen kamyonların arkasına yazdıkları yazılardan vazgeçemiyormuş.

Prof. Dr. Hacı Ömer Özden, kamyon arkası yazılarının “ifade aracı” olduğunu vurgulamış. Ki, önemlidir bu vurgusu...

Daha önce de yazdım. Ve peşinen söyleyeyim, Türk Ticaret Kanunu’nun kamyon -arkası- yazılarını yasaklamasına asla katılmıyorum.

Öncelikle birey hukuku, bireysel hak ve özgürlükler açısından.

Hatırlar mısınız bilmem.

Sigara yasağı ile ilgili düzenlemeler tartışılırken, özel otomobillere de sigara yasağı getirilmesini istemişti bazı “ufkuevvel”ler.

Tıpkı zinanın suç sayılması, hapisle cezalandırılması girişimi gibi...

Olmadı tabi. (Ama ardından kürtaj meselesi geldi)

Bireyin hayatına, özel yaşamına/özel yaşam alanına, kendini ifade etme tarzına, özgür iradesine müdahale etme ihtirasını, demokrasiyle geçinemeyenlerin Keşif ve İcatlar Ansiklopedisi olarak görürüm.

Haberin Devamı

Ve kupon biriktirmem, edinmek için.

* * *

Yasaklamanın gerekçesi ise, yazıların trafikte “dikkat dağınıklığı” yaratması...

Böyle bir gerekçeye de asla katılmıyorum.

Trafikte dikkatin dağılması, öncelikle dikkatini “dağıtan”ın kusurudur.

Bir yere, birine çarpıp mahkemeye çıkan sürücü savunmasını nasıl “Yandaki otomobildeki kadın mini şort giymişti dikkatim dağıldı”, “Otomobilin radyosunda maç dinliyordum, gol olunca gaza basmışım Hakim Bey...” diyerek yapamazsa...

Kamyon yazısının yaratacağı “dikkat dağınıklığı” da, ona dalıp dikkatini dağıtandadır öncelikle...

* * *

Ötesi... Eğer yazılar dikkat dağıtıyorsa...

E hadi, karayollarındaki, şehir içi yollardaki burnumuzun dibine giren billboardları, reklam tabelalarını kaldırın da görelim.

Üstelik billboardlarda firmalar kampanyayı anlatıyor mesela.

Dikkatin dağılıyorsa, tam 12 ay taksitle buzdolabı hesabı yaparken çıkarsın refüje...

Gözün yolda değil “oynaş”ta, kulağın trafikte değil “cep”te ise başka bir şeyde, kimsede kabahat arama.

* * *

Yok, yasaklamanın ardında AB’ye giriş, arabesk, kültürel erozyon filan gibi görünüyte “dostmodern” kaygılar da varsa.

Haberin Devamı

Ona da katılmıyorum asla.

Kamyon yazıları arabesk, yoz, post feodal vecizeler olarak değerlendirilemez.

Eğer öyle değerlendiriyorsan, farklı kültürleri, ifade tarzlarını “ötekileştirme”nin eşiğindesin derim.

Ben o yazıları “uzun yol folklörü” olarak görüyorum.

Ve o yazılarda, uzun yol sürücüsü olmak ile ilgili sırlar, ipuçları, hatta hikayelerle bir empati imkanı buluyorum.

Ve "imkan" kelimesinin, bu günlerde en kıymetli, en anahtar sözcüğü olduğuna inanıyorum bu ülkenin.

Yarın devam edeceğim.

Yazarın Tüm Yazıları