Paylaş
12 Eylül darbesinde, 17 yaşında, lise öğrencisiyken girdi cezaevine.
İnanılmaz işkencelerin, tecavüzlerin ardından 7 yıl yattı.
Yazdığı "O Hep Aklımda" kitabında anlattı yaşadıklarını...
Pamuk Yıldız, 17 yaşında bir başka çocukla karşılaştı cezaevinde.
Erdal Eren ile...
Her sayım ve havalandırmada tekme-yumruk, copla kıyasıya döverlermiş Eren'i.
Söyle anlatıyor kitabında, yaşıtı Erdal'ı:
"Derinden, incecik 'Bacı bacı' diyen ses duydum.
Sesi aramak için, kafamı çevirmeden gözlerimi oynattım. Önünde durduğum tecridin hava alınması için açık bırakılan yerindeki küçük mazgalında, sakalsız, bıyıksız sevimli bir baş gördüm. 'Bacılara selam söyle' dedi. Gözlerimle 'Kimin selamını' dedim. 'Erdal'ın' dedi...
13 Aralık 1980, geceyarısı. Rap rap ve telsiz sesleri arasında, karanlıkta, kimileri uykuda, kimileri uykusuzluktayken sakalsız ve bıyıksız başın sahibini, yalnız kaldığı karanlık hücresinden alıp götürdüler."
* * *
Tam 29 yıl önce Ankara'da astılar Erdal Eren'i.
Bir ayda, avukatıyla bile görüştürülmeden "yargılandı".
Kemik yaşına bile bakılmadan, 17 yaşında -yediği dayaklardan yaralı-bereli- asıldı.
Akrabası Teoman'ın "17" şarkısındaki gibi, "Ömrü kelebek kadardı /Mektupları şişedeyken /Bir de bakmış deniz yokmuş /Daha 17'ymiş..."
* * *
Hala ölüyor çocuklar.
Serap Eser de 17 yaşındaydı.
Evine giderken, bindiği otobüsle birlikte yaktılar onu, belki yaşıtının molotof kokteyliyle...
Bir ay komada kaldı, tutunamadı yaşama.
Otuz yıl geçti, ölüyor yine çocuklar.
Bir bakıyorlar ki, deniz yokmuş!
Ve biz "Deniz var çocuklar, az ilerde deniz var..." diyemiyoruz onlara.
Aynı şarkıyla ağıtlardayız hala.
Teoman'ın akrabası Erdal Eren ile öldürdüğü öne sürülen (ama kanıtlanmayan) yine akrabası er Zekeriya Önge'yi anlattığı, "İki çocuk" şarkısıyla:
"Ateş harlı delikanlılar
ne şehit ne kahramanlar
düşmansız bir savaşta
düştüler kalkmayacaklar..."
Paylaş