Büyükşehir ve istihare

Çevre ve Orman Bakanı Habertürk Ankara'ya açıkladı:

"Belediyeler yığınla dövizi yurtdışına akıtıp ağaç getiriyor. İthal ağaç için o kadar para döküyorlar, sonra büyümüyor, yol ortasında kazık gibi duruyor..."

Bakan Eroğlu malumu ilam etmemiş ama adresin Ankara olduğu belli.

Nitekim "Kazık Yasak!" başlıklı aynı haberde Ankara Büyükşehir Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanı Hatice Akgün'ün açıklaması da var.

Büyükşehir Belediyesi'nin de artık yerli fidanları tercih ettiğini ve Sakarya, Adapazarı'ndan yerli fidan aldıklarını söylüyor.

Yıllarca yazıldı çizildi, TBMM'ye soru önergeleri verildi ithal ağaçlarla ilgili.

Müdahale geçen hafta geldi.

Bakan Eroğlu'na "Fidanı alan Üsküdar'ı geçti" mi diyelim, yoksa İtalya'dan getirtilen ithal ağaçlar için Akgün'e "Geçti Roma'nın pazarı, sür fidanı Adapazarı'na" mı, bilemedim.

* * *

Büyükşehir'i 16 yıldır biz izliyoruz, 8 yıldır hükümet...

On altı yıllık metro vaadini mesela.

Yıllar geçiyor, o gün emekleyen çocuklar bugün hala otobüsle üniversiteye gidiyor.

Ulaştırma Bakanlığı anca bu yıl açıklıyor:

"Metroyu biz yapacağız."

Eh ömür çok, sizi de bekleriz.

* * *

Ya da Büyükşehir'in yıllarca rekor kıran BOTAŞ borcu...

On dört yıl önce 3 trilyon eski liradan fazlaydı.

Bu süreçte borcun faizleri silindi, oranlar düşürüldü, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın deyimiyle "Her türlü kolaylık sağlandı", ama ödenmedi.

Sonra bir baktık, anca bu yıl el atılmış meseleye.

* * *

Alt-üst edilen Kızılay'da 16 yıldır yapılan tahribat ortada. "Elde kalan"ların da ayağı çukurda...

Başbakan bir kaç ay önce açıklıyor:

"Kızılay yaya yaşar bir bölge olmalı. Meydanıyla, meydanında yeşil alanlarıyla yeniden yaşayan bir merkeze dönüşmesini arzuluyorum..."

* * *

Yıllardır süren oto galerilerinin kent dışına taşınması tefrikası, hakeza.

Enerji Bakanı yıllar sonra Başkan Melih Gökçek'i göreve davet ediyor.

Mevzu Ankara Büyükşehir olunca, ille yıllarca istihareye mi yatmak gerekiyor, anlamıyorum.