Bırakın sofrayı kuran kaldırsın

Dün yazımda biraz değindim... Komployu kurmak da, ona inanmak da zor değil, memleketin bu ahvalinde.

Haberin Devamı

Kurmak kolaydır; çünkü komploya zemin oluşturulan “delil”lerin genelde görünmez, gizli/gizemli olması, tersinin kanıtlanması zor, hatta imkansız kılar.
Ekranlardan, meydanlardan, gazetelerden yağdığı ve bir çok insan o komplo teorisiyle yıkandığı için çürütmek de kolay değildir.
Ateş olmayan yerden, duman da çıkmaz ya zaten...
Atarsın taşı kuyuya, sarkanlar taşı çıkarmaya değil bakmaya doluşur çevresine...
Olaya yönelik kendi açıklaması, hatta düşüncesi olmayan ya da yetersiz kalanlar da, inanmaya meyleder.
İşine gelene inanır.

* * *

Kullanışlıdır da üstelik; bir şeyi başka bir kılıfa sokarak unutturmaya (ya da kanıksanmasına) da hizmet edebilir, unutturmamaya da...
Halkaların adım adım eklenmesiyle komplo büyür, karmaşıklaşır.
Ama ana hatlarıyla herkesin anlayabileceği kadar vasat, sıradandır da genelde. Üzerine az “gerçek” de serpersen, tadından yenilmez.
Bir halkanın kullanım süresi dolduğunda, inandırıcılığı zayıfladığında, yıllarca doldurulan torbadan tombala çeker gibi anında yenisini üretmek de mümkündür.
Teorisi, her türlü yeni komploya uydurulabilir muğlaklıktadır aynı zamanda.

* * *

Haberin Devamı

Düşmandır ya nasıl olsa hedef alınan; içte olabilir dışta olabilir, solda olabilir sağda olabilir, silahlı-silahsız, ideolojik-psikolojik olabilir, etnik kökeni şu yahut bu olabilir, lobi de olabilir, kobi de, sermaye de olabilir, sendika da...
Hepsiciği birlikte de olabilir.
Kim kime karşıysa, onu yerleştirir komplosunun öznesine...
Ona karşı(t) olmamızın kendimizce “köklü-ezeli” nedenleri hazırdır zaten.
Suçu dışarıda, başkasında aramak, “öteki”ne önyargılı olmak, kötümserlik ise dokumuzda vardır.
Paranoya yaygın bir patoloji yaratır, olay unutulur, “kurgu”su popülerleşir.
Ve bir olayın aslında “göründüğü gibi” olduğuna inanmak zorlaşır, altında mutlaka bir neden aranır.
Doğar buz(d)ağı...

* * *

Ülkece sabıkalıyızdır esasen.
Ne Susurluk, göründüğü gibi sadece “kaza” çıkmıştır, ne kanlı 1 Mayıs -gösterilmeye çalışıldığı gibi- solun kendi içinde çatışması, ne de Hrant Dink suikasti, 28 Şubat, Danıştay saldırısı...
Yıllardır bir çok şey, göründüğü, gösterildiği gibi değilse... Bu toprak, komplo için de bereketlidir.
Bilgi kirliliği, dezenformasyon, karşı propaganda, yaygın manipülasyon, uçuşan komplo teorileri, bir süre sonra neye/kime inanacağını bilmeyen bir kalabalık yaratır.
Ve o kalabalıkta yalnızlığı da...

* * *

Haberin Devamı

Komplo teorilerine karşı, tersini kanıtlama, çürütme çabası vurguladığım gibi neredeyse imkansız.
Ama şunu yapmak mümkün; madem sen bunları iddia ediyorsun, ben tersini kanıtlamak durumunda değilim ki... Sen kanıtla.
Bırakın, sofrayı kuran kaldırsın...

Yazarın Tüm Yazıları