Paylaş
ÜÇÜNCÜ kuşakla kastım, Almanca konuşan ülkelerdeki Türk çocuklarıdır. O ülkelere yıllar önce işçi olarak gönderdiğimiz ve kendi hallerine bıraktığımız insanlarımızın torunları.
Okuyacaklarından söz ettiğim ise, ülkemizde 14 baskı yapmış olan ‘‘400 Soruda İslam’’ adlı kitabım.
‘‘Uydurulan din’’ olan örf dini ile ‘‘indirilen din’’ olan Kur'an'ın dini arasındaki farkları ortaya koyan ve hurafe batağına çekilip perişan edilmek istenen insanımızın elinden tutan ilk kitabımdan söz ediyorum.
Ülkemizde, din bezirgánı uydurmacı, çıkarcı sahtekárlar yüzünden dinle arası açılan, dinden istifa etme noktasına gelen yüz binlerce insanı Kur'an'ın muazzez diniyle yeniden kucaklaştıran bu kitap, o muazzez dinin aziz mensuplarından İdris Yamantürk Bey ile oğlu Müşfik Hamdi Bey'in gayreti ve finansmanı ile Almanca'ya çevrildi ve ‘‘Grupello Verlag’’ tarafından ‘‘400 Fragen zum İslam, 400 Antworten’’ adıyla Düsseldorf'ta basıldı.
Almanca bilmediğim için çeviriyle ilgili olarak erbabından dinlediklerimi aktaracağım: Çeviri, eserin içeriğini bir kat daha değerli kılmıştır. Çünkü mükemmel bir çeviridir. Bu mükemmelliği sağlamak içindir ki aziz dostumuz İdris Yamantürk, bu işi hiçbir ücret almadan yapacak kişileri devre dışı bırakarak çeviri için oldukça önemli bir meblağ ödedi.
Çeviri, daha önce Yaşar Kemal, Aziz Nesin, Fazıl Hüsnü gibi Türk dilinin büyük ustalarını Almanca'ya çeviren değerli yazar Nevfel Cumart tarafından yapıldı. Cumart bu işte uluslararası düzeyde ünü ve saygınlığı olan bir dil ve kültür ustasıdır. Almanca kadar İngilizce'yi ve Arapça'yı da bilir. Ve çok eski bir Yaşar Nuri okuyucusudur.
Tüm bunlar bir araya gelince, Almanca'dan anlayanların ‘‘enfes, mükemmel’’ diye tanıttıkları bir Almanca ‘‘400 Soruda İslam’’ çıktı ortaya.
Daha önce İngilizce'ye çevrilen kitaplarım oldu. Ama bu Almanca çeviri, benim için çok büyük anlam taşıyor. Neden mi? Yıllardır ihmal edilmiş ve yabancı diyarlarda kafaları çağdışı hurafelerle doldurulmuş insanlarımızın, özellikle gençlerimizin feryatlarını dinledim. Avrupa'ya gönderilen ilk iki kuşağa, o ülkelerde verdiğim yüzü aşkın konferans ve bine yakın televizyon konuşmasıyla yardımcı oldum. Ama üçüncü kuşak, Türkçe'yi Almanca kadar iyi okuyamıyor, konuşamıyor. Onların elinden tutmak, onlara gerçek dini, sevgi ve barış dinini anlatmak, öğretmek gerekiyordu. Kim yapacaktı bunu?
Türkiye'ye temelden düşman olanlar mı? Maaş alırken devletin yanında, maaş işi bitince karşısında yer alan ikiyüzlüler mi? Yoksa Milli Eğitim'in kapısından içeri tek kitabımızın girmesine, kara yobaza şirin görünmek için yıllardır izin vermeyen hükümetler mi?
‘‘400 Fragen zum Islam, 400 Antworten’’ tam vaktinde yayımlandı. Bu kitap, yabancı diyarlarda gelecek hazırlayan gençlerimizin gerçek dine susayan bekleyişlerine mutlu ve bereketli bir yanıt olacaktır.
Çevirinin en güzel biçimde yapılması için her türlü imkánı hazırlayan İdris ve Müşfik beylere, çeviri teklifini gündeme getiren yüksek mühendis Adnan Bilgiç dostuma en içten şükranlarımı sunuyorum. Böylesine başarılı bir çeviriyi gerçekleştiren Nevfel Cumart Bey'e ve kitabı çok güzel bir baskıyla yayımlayan Grupello Verlag'a takdir ve teşekkürlerimi iletiyorum.
Şimdi kitap, Alman vitrinlerinde, dinini öğrenmek isteyen üçüncü kuşak gençlerimiz ile gerçek İslam'ı tanımak isteyen Alman halkını bekliyor.
Paylaş