Paylaş
Kuran’ın sizi gönderdiği adreslere giderseniz Kur'an size her şeyi verir. “Kur'an’da her şey var,” bu anlama gelmektedir.
Mısırlı ünlü düşünür Muhammed Abduh (ölm. 1905) şöyle bir soruyla karşılaşmıştı:
“Siz Kur’an’da her şey vardır diyorsunuz; peki, söyleyin bakalım, Kur’an’da pamuğun veriminin nasıl artırılacağı sorusuna cevap da var mı?”
Ve Abduh, hiç teklemeden “Evet, o da var” deyince, soruyu soranlar yerinden fırlayarak yüklenirler:
“Peki, göster bize o ayeti bakalım!”
Abduh, vakur ve sakin gülümseyerek şu müthiş cevabı verir:
“Evet, beyler o da var. Kur’an, ‘bilmediklerinizi onları bilen ehline sorun’ (Enbiya, 7) buyurarak o sorunuzun cevabını vermiştir. Pamukta verimliliği artırmak isteyen, pamuk tarımının uzmanlarına danışacaktır. Kur’an onu o adrese gönderiyor.”
Demek ki Kur’an’da her şey var sözü, gerçekten ‘adam’ olanlar Kur’an’dan yararlanabilirler anlamına gelmektedir.
Arap papağanı olmakla Kur’an’dan bir şey anlayamazsınız; Kur’an’ı anlamak için Kur’an’ı Kur’an’ın istediği gibi okumak lazımdır.
Kur'an, dinler tarihini hiçbir yerde bulamayacağınız biçimde eleştiren bir kitaptır. Hatta yer yer, Marksist felsefeden daha ağır eleştiriler getirmektedir.
Kur'an'ın temel özelliklerinden biri de dinler tarihine ve din sınıfına getirdiği ağır eleştirilerdir kitabı olmasıdır. Bunun için olacak ki, İslam’ın yirminci yüzyılda, tartışmasız en büyük düşünürü olan Muhammed İkbal (ölm. 1938) Marx’ın Das Kapital’ini ‘Cebrailsiz kutsal kitap’ diye anabilmiştir. Çünkü Marx’ın eseri dinler tarihine, Kur’an’a yakın ağırlıkta eleştiriler getirmektedir. İkbal gibi büyük bir düşünürün bunu görmemesi veya görüp de dile getirmemesi düşünülemezdi.
Allah ile aldatan din simsarı ekipler Kur’an’ın, belirttiğimiz bu özelliğine asla değinmezler.
İslam’ın sadece sahtesinden değil, gerçeğinden rahatsız olan ‘inkârcı çevreler’ de bu gerçeğe değinmemektedir.
Biz şunu unutmayacağız:
Kur’an’ı iyi niyet ve sağlıklı bir akılla okuyan herkes şunu görmekte gecikmez: Bu kitap, insanlık tarihinde din sınıfını, din adamlarını, Allah ile aldatma oyun ve ihanetini, din simsarlarının insanlığa yaptıkları kötülükleri en ayrıntılı ve en ağır biçimde eleştiren tek kutsal metindir.
Kur'an, dinler tarihine ve din adamlarına, çok ağır ve sarsıcı eleştiriler getirir. Bu hayatî konuda bilgilenmek ve bilinçlenmek isteyenlere Allah ile Aldatmak kitabımı önemle tavsiye ediyorum.
Bizim inancımız ve tespitimiz şudur:
Geleneksel din, Kur'an’a gidilerek sorgulanmadıkça, bugün ‘İslam’ diye anlatılan din, insanlığın ve Müslümanların başına sıkıntı olmaktan başka hiçbir işe yaramaz. Bu durumda, Türkiye'de olduğu gibi, cami sayısı arttıkça sorunlar da artar. Bunun nedeni, dinin omurgası olarak sunulanın, dinin kitabında belirlenen omurga olmamasıdır.
Sahte bir omurga üzerine oturtulan din, Kur'an'daki vaatleri insanlığa vermez, vermiyor da...
Kur'an’ın bir ‘adresler kitabı’ olduğunu sürekli tekrar ediyorum.
Kur'an, bize yapacağı en büyük yardımı, bizi bazı adreslere göndererek yapar.
Kur'an'ın insanlığa gönderdiği beştemel adres, Kur'an'ın, akıl ve insanlık değerlerini dışlamamış bir modern hayatla asla çelişmediğini gösterir.
Yapay bir çelişme yaşamak zorunda kalmamak için Kur’an ve din dendiğinde, Kur’an’ın gönderdiği beş temel adresi hemen hatırlayacak, o adreslerle bağdaşmayan hiçbir şeyi din olarak kabul etmeyeceğiz.
Bu beş temel adresi yarınki yazımızda görelim, sevgili okuyucularım.
Paylaş