Paylaş
Sosyolog-ilahiyatçı Prof. Dr. Zekeriya Beyaz'ın İslam'da örtünme ile ilgili olay kitabının son sayfaları, örtünme ile ilgili Kuran ayetlerinin yorumlarındaki saptırmaların eleştirisine ayrılmıştır. Özellikle Nur Suresi 31. Ayet üzerinde durulmaktadır.
Bu ayette kullanılan ‘‘zinet: süs’’ sözcüğü, bir kelime eklenerek ‘‘zinet yerleri’’ şekline dönüştürülmekte ve kadının bütün vücudu bir ‘‘avret’’ yani örtülmesi gereken yer ilan edilmektedir. Oysa ki, diyor Beyaz, ayette, zinet yerinden söz edilmiyor. Doğrudan doğruya ve açık bir biçimde ‘‘zinetlerini’’ yani süslerini apaçık yapmasınlar (la yübdine zinetehunne) deniyor.
Kadın vücudunu tümüyle örtüye büründürmek isteyen zihniyetler ayete açık bir ekleme yaparak anlamı ve Allah'ın muradını kaydırıyorlar. Ayet, kadının süslerini teşhiri yasaklıyor ki iniş sebebi olan Hz. Aişe'nin gerdanlığı da zaten bunu gösterir. Ayetin sonundaki halhal zineti de maksadın takılar olduğuna ayrı bir kanıttır. (s. 273 - 276)
Beyaz'ın bu tahlilinin zorunlu sonucu şu olur: Nur Suresi 31. Ayetteki emir, başın örtülmesi değil, göğse takılan süs eşyalarının ulu - orta teşhirinin engellenmesidir. Bunun başa takılan bir örtüyle veya başka bir örtüyle yapılması kişinin tercihine bağlıdır. Gerçek olan şu ki, ayette başlarınızı örtüp kapatın diye bir emir yoktur.
Beyaz'ın tespitleri şu şekilde devam ediyor: Nur 31'in dediği, ‘‘Başörtülerini göğüslerinin üzerine salsınlar’’ değil, ‘‘örtülerini veya başörtülerini gerdanlık zinetlerinin üzerine örtsünler’’ şeklindedir. Yani amaç, gerdanlıkların teşhirine engel olmaktır. Ayette örtülmesi emredilen yer de göğüs değil, yaka yırtmacıdır ki o yırtmaç bölgesi gerdanlığın takılma alanıdır.
Yazar devam ediyor: ‘‘Ayette başörtüsü kelimesinin geçmesi başın örtülmesinin farz olduğunu söylemek için yetmez. Çünkü farzıyetten bahsetmek için delinin sübutunun (varlığının) kesin, manaya delaletinin de zandan uzak olması gerekir... Nur 31 başların örtülmesi için böyle bir kesinlik taşımıyor. (s.278-279).
Beyaz'ın söylediklerini fıkıh ve tefsir metodolojisi diliyle ifadeye koyarsak şunu demek gerekir: Nur 31. Ayet'ten, başın örtülmesi konusunda vücup ifade eden bir emir çıkmaz. Yazar, konuyu daha da derinleştiriyor: ‘‘Ayette geçen hımar (çoğulu Humur) kadınların başlarını örttüğü örtüleri ifade için özel olarak kullanılan bir kelime değildir; herhangi bir örtüdür. Her türlü örten şeye hımar dendiği Arap dili lügatlarının ortak beyanlarıdır.’’ Savını desteklemek için değişik kaynaklardan nakiller yapan yazar şu sonuca varıyor: Hımar, sadece kadınların değil, erkeklerin başlarını örten şeyi de ifade etmektedir. Kadınların başörtüsü için özel olarak kullanılan kelimeler ‘‘mikna’’ ve ‘‘nasif’’ kelimeleridir. (s. 280-282)
Beyaz, Ahzab Suresi 59. Ayet'te de bir saptırma olduğunu söylüyor ve uzun açıklamalardan sonra şu sonuca varıyor: Bugün kanun ve nizam egemenliği vardır. Sokaklarda kimse tanınmadığı için saldırıya uğramıyor. Cariyelik de yoktur. Hür kadın-cariye kadın ayrımı söz konusu değildir. O halde Ahzab 59'daki cilbab giyme emrinin de hikmeti teşriiyesi kalmamıştır.
Beyaz'ın yaklaşık 400 sayfa yazdığı konudaki temel fikrinin, kitabının 326. sayfasındaki şu paragrafta özetlendiğini söyleyebiliriz: ‘‘Kuran'da bugünkü tartışılan şekliyle bir tesettür konusu mevcut değildir. Kadın ve erkeğin ayıp yerlerinin kapatılması dışında, hanımların ve erkeklerin başlarının veya başka yerlerinin şöyle veya böyle örtüleceğini hükme bağlayan açık ve net bir ayet bulunmamaktadır. Eğer böyle bir ayet vardır dersek, bu Kuran'da olan bir şeye yok demek kadar büyük bir günah olur. Biz böyle bir günaha girmeye niyetli değiliz.’’
Beyaz'ın kitabı hemen her kesimde çok tartışılacağa benziyor. Niyeti Allah rızası ve insanlığın hayrı ise bu tartışmalar kendisi için ödül vesilesi olacaktır. Hatalar yapmış olsa bile. (Beyaz'ın kitabı için irtibat telefonu: 0 212 - 610 30 29)
Paylaş