Paylaş
Müslümanların işe yarar ekip ve bireylerini etkisiz kılmak için kullanılacak stratejiler, lakaplar, itham ve iddialar, yirminci yüz yılın başlarından beri Batı gizli servislerince belirlenmektedir.
Tipik örneklerden biri, Mustafa Kemal Atatürk'e yönelik dinci ithamların İngiliz Gizli Servisi tarafından bulunup İslam halkları arasına salınmasıdır. Bu konuda ibret ve dehşet verici bilgilere ulaşmak isteyenlere, değerli diplomatımız (ve aynı zamanda bir düşünce adamı olarak gördüğümüz) Bilal Şimşir’in büyük mesaisinin ürünü olarak yayınlanan ‘İngiliz Belgelerinde Atatürk’ adlı sekiz ciltlik dev eserini okumalarını öneriyorum. (Bilal Şimşir, İngiliz Belgelerinde Atatürk, Türk Tarih Kurumu Yayınları)
Ama herkesten önce, bu kitabı, Atatürk’e saldırmayı ‘din’ sanan Allah ile aldatma ekiplerine öneriyorum. İçlerinde bir zerre vicdan ve hak duygusu kalmışsa bu eseri okusunlar da İslam’ın büyük düşmanı İngilizlerin Atatürk’ten nasıl ve niçin rahatsız olduklarını, onunla Müslümanların arasını açmak için neden bu kadar can havliyle çalıştıklarını görsünler.
Atatürk'e ‘deccal’ veya ‘İslam'ı yıkan adam’ gibi sıfatları yakıştıran ve bunları Müslüman coğrafyalarda yayarak, İslam tarihinin en dirayetli ve başarılı antiemperyalisti olan Atatürk'le Müslümanların arasını açan Batı, Müslüman dünyadaki en tehlikeli düşmanını bizzat Müslümanların elleriyle etkisizleştirmeyi başarmıştır.
AB gibi bir Batı kulübünün ha bire "Atatürk'ten vazgeçin ki sizi içimize alalım" anlamında ihtarlarda bulunması, Müslümanların ibretle değerlendirmeleri gereken bir olgudur.
Dünyanın dört bir yanındaki Kur'an dışı ve mandacı dincilik hareketlerinin tümü Batı tarafından beslenmekte, geliştirilmekte, yönlendirilmektedir. Yeşil Kuşak İslamı adı altında Demir Perde'ye karşı oluşturulan stratejinin Müslüman dünyayı yıllar ve yıllar, geleneksel hurafe dininin batağında nasıl uyuttuğunu birçok insan bilmektedir.
Batı, İslam konusunda artık, Türkiye dışındaki Müslüman dünya ile uğraşmak gereğini duymuyor. Çünkü bunların, ‘şampiyon’ geçinenleri de dahil, hepsinin işini bitirmiştir.
Türkiye'de Müslümanları çok değişik bir siyasetle çökertmek gerektiği kanısına varılmıştır. Çünkü Türkiye'de, İslam dünyası genelinde olmayan bir gerçek, daha doğrusu Batı için bir engel var:
Atatürk veya laiklik gerçeği...
Son yıllarda Batı, Türkiye'yi, bu gerçek dikkate alınarak geliştirilen stratejilerin bir deney alanı gibi kullanmaktadır. Siyaset dinciliğinin sürekli desteklenmesinin hikmeti de budur.
Batı, İslam'ın sahneden uzaklaştırılması stratejisinin uygulanmasında Türkiye'yi ciddî bir engel görmektedir. Bu engeli mutlaka ve muhakkak aşmak istiyor. Bunda kararlı. Allah ile aldatmanın saltanat kurumuna dönüşen AKP’yi her ne pahasına olursa olsun Türkiye’nin başında tutmak istemesi bu yüzdendir.
Haçlı Batı, laik-Müslüman Atatürk Türkiyesi’ni çökertme operasyonunda AKP gibi bir yardımcıyı bir daha asla bulamayacağını çok iyi bilmektedir.
Bu yardımcıyı iş başında tutmak için elinden gelen her şeyi yapacaktır ve yapmaktadır.
Paylaş